GündemÖzel Haberler

“Süt Sanayisi ile Süt Üreticisi Ayrılmaz İkili”

Balıkesir Süt Üreticileri Birliği Başkanı Cihat Şimşek, sektörün sıkıntılarını değerlendirdi umutların 2017 yılı ile birlikte yeni umutlara kapı açtığını söyledi.

 

 

Girdi maliyetlerine de değinen Şimşek, “Döviz yükseliyor. Bizim kullandığımız yeme zam geliyor. Sağda solda en ufak şeyden ötürü feryat figan ortalığı yıkıp, deviren, herkese laf atan insanlar yem söz konusu olduğunda sus pus oluyor” ifadelerine yer verdi.

 

“Bu halk oylaması siyasi bir hareket değil”

Şimşek, “Referandum değil de aslında halk oylaması demek gerekiyor. Herkes siyaseten bakıyor. Lakin bu halk oylaması siyasi bir hareket değil. Siyasi bir veri değil. Bizim tavrımız net, ‘evet’ten yanayız. Güçlü bir Türkiye istiyoruz. Birlik ve beraberlik içinde, ayakları yere sağlam basan güçlü bir yapı, güçlü bir ülke, o ülkeyi yöneten güçlü bir ekip. ’Dedi.

 

“Çok sıkıntı bir yıl oldu”

Balıkesir Süt Üreticileri Birliği Cihat Şimşek, “Üretici için, süt üreten için 2016 yılı çok zor geçti. Belki de üretici için sütçülük tarihinin en zor yıllarından bir tanesiydi. Ülkemiz geniş bir coğrafya. Biliyorsunuz ülkemizin değişik bölgelerinde insanların dönem dönem sıkıntıya düştüğü günler oluyordu. O bölgedeki  coğrafi özelliklerden, fiziksel özelliklerden kaynaklı sanayici azdı Fakat bizim bölgemiz çok kısmi, kısa süreli ve lokal belli noktalarda olsa da Balıkesir’in de coğrafi yapısı değişik. Lokal sıkıntılar yaşanıyordu. Fakat geçtiğimiz yıl cidden il genelinin tamamını saran hatta Marmara bölgesinin tamamını saran ülkenin tamamını kasıp kavuran sütçülükte çok sıkıntı bir yıl oldu. O yıl içerisinde de devlet ilk defa Tarım Bakanlığı olarak sahadaki arz fazlası gözüken sütü üreticinin elinde kalmaması için süte müdahale etti. Sütün birlikler aracılığı ile alınıp süt tozuna dönüştürülmesi akabinde de devlet tarafından satın alınması gibi bir müdahale geldi. Eğer o müdahale de gelmemiş olsaydı çok çok daha kötü olacaktı. Öyle zor bir yıldan çıkıp, yeni bir yıla girdik. Yeni yıl yeni umutlar var.  yeni bir bakış açısı, yeni bir yaklaşım. Çünkü olumsuzluklar da  Üretici üzerinde bir önceki yılda yaşadıklarını tekrar yaşayıp, yaşamayacağı konusunda ciddi kaygılara sebep oluyor” dedi.

 

“Geçen sene sütçülük, bu sene yemciler”

Girdi maliyetlerine de değinen Şimşek, “Bizim en büyük sıkıntımızdan bir tanesi girdi maliyetlerimiz. Bir türlü anlam veremediğimiz yıllardan beri bu konuda çıkıp da kimsenin bir şey söylemediği bir yapı var. Şimdi döviz yükseliyor. Bizim kullandığımız yeme zam geliyor. Sağda solda en ufak şeyden ötürü feryat figan ortalığı yıkıp, deviren, herkese laf atan, bu neden böyle diye konuşan insanlar yemciliğe geldiği zaman sus pus oluyor. Neymiş; ‘döviz artmış, yem fiyatı onun için yükseliyor.’ Yemin ham maddesi dövize endeksli ise bundan kaynaklı yemin fiyatı yükseliyorsa, değişiyorsa sütün de ana maddesi, buradaki ham maddesi yem. O zaman sütün fiyatı niye tersine geri gidiyor. Şehrimizde de var böyle insanlar. Üreticiyi savunduğunu söylüyorlar ama önce kendileri yem fiyatına zam yapıyorlar. Bunlar sıkıntı yaratıyor. 2017 yılı da böyle başladı. Geçen sene sütçülük, bu sene yemciler. 2017’ye girmeden arka arkaya zam. Geçenlerde göstermelik biraz geri çektiler fiyatı. Üretici tabi ki bu durumdan ötürü zorlanıyor. Artan yem fiyatlarına rağmen süt fiyatlarının bir türlü yükselmiyor.  Bizimki ters orantı çalışıyor” dedi.

 

“Soğuk zincir oluşturuldu”

Süt Birliği için ne yaptıklarından da bahseden Şişek, “Biz kendi birliğimiz için süt üreticileri ile birlikte Süt Birliği olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Üreticimizin elindeki var olan sütü var. Biz uzun zamandan beri mahallelerimizde, kırsal mahallelerde, köylerimizde soğuk zincirin oluşması için süt toplama merkezlerini oluşturmuştuk, oluşturmaya da devam ediyoruz. Biz üreteniz. Sütü sonuçta bütün toplum tüketiyor. Toplumun bunu tüketirken aklına bir şey düşmemesi lazım. Acaba öyle mi böyle miydi kalitesi, bakımı, izlenmesi gibi kaygıları olmaması lazım. Onun için bir uğraş verdik. Bir alt yapı hazırladık. Soğuk zincir oluşturuldu. Bu oluşturmaya eksik kalan köylerde de devam ediyoruz. Bizim dışımızda var olan insanları da bizim ailenin içine katmaya çalışıyoruz. Bizim gayemiz bu” dedi.

 

“122 ton soğutabilir kapasiteye sahip süt üreticileri birliğiyiz”

Birliğin kendi bünyesinde ki soğutma tanklarının kapasitesinin 85 ton olduğunu belirten Şimşek, “Süt Birliğin kendi bünyesindeki soğutma tankların kapasitesi 85 ton. Yanında bizim kontrolümüzde birkaç tane şahıs ve sanayicinin olan soğutma tankları var. Onlarla beraber de yaklaşık günlük 122 ton soğutabilir kapasiteye sahip süt üreticileri birliğiyiz. Bunun yanı sıra da üreticimize ait yaklaşık 100 ton sütü sanayicilerimize günlük olarak pazarlar durumdayız. Yani süt sanayisi ile süt üreticisi ayrılmaz ikili. Onlar bizsiz yürüyemez, biz onlarsız yürüyemeyiz. Bazen ayrı düşsek de bizim ayrılığımız çok kısa sürer. Diğer süt saati gelene kadardır. Süt de akşam sabah olduğu için kısa sürüyor. Bu şekilde götürmeye devam ediyoruz.” dedi.

 

“Üreticiler birliklerine güvensinler”

Üreticilerin neler yapması gerektiğinden de bahseden Şimşek, “Bizim üreticilerimizin yapması gereken bazı ufak nüanslar var. Biz onları kendileriyle paylaşıyoruz. Şimdi bir kere üreticiler birliklerine güvenecekler. Bu net. Süt pazarlama işine birlikleri aracılığı ile yapacaklar. Devlet de bunu teşvik ediyor. 3 kuruşta diğer süt teşvikine göre birlik üzerinden pazarlanan süte 3 kuruş ayrı artı destek veriyor. Bu geliri arttırmak demek. Diğer tarafta kendi hesabını kendi yapabilen girdisini, çıktısını yazıp en nihayetinde de hesaplayan üreticilere ihtiyacımız var. Yani ‘şundan dolayı ya da bölgesel bir gelişimlerden dolayı zarar ediyoruz. Bundan dolayı kar ediyoruz’ gibi.  Ayağı yere basmayan sözlerle kar yada zarar edilmez. Netleri görmek gerekiyor. Bizim üreticimiz de artık hesabını kitabını yapan, şundan kaynaklı bu kadar maliyetim oldu, bu kadar giderim oldu, gelirim oldu, eksik kaldık, artıya geçtik gibi şeyleri söylemesi gerekiyor. Aksı takdirde bütün sektörler için geçerli olan şey bizim için de geçerli olacak. Yoksa yeni bulunmuş bir şey değil. Herkesin kendi ticaretinin, gelir kaynaklarının içerisinde yaptığı işler. Bizim üreticimizin de bunu yapması gerekiyor” dedi.

 

“Her konuda yardımcı oluyoruz”

Balıkesir Süt Üreticileri Birliği Başkanı Cihat Şimşek, Üreticilerimiz kendi üretiyor ki hayvan varlıklarının ihtiyaçlarını karşılaması için mutlaka üretmeli. Fakat onu da ben üretiyorum deyip de onun karşısına da sıfır yazmaması gerekiyor. Onun da bir maliyeti, bir bedeli var. Bize sanayici yapıyor bunu;  ‘Sen onu tarlandan alıyorsun, hayvana kendin bakıyorsun’ diyor. Yanında çalıştığın zaman sigortasız mı çalışıyorsun. Benim sigortam, hayat güvencem ne olacak?  Üreticimizin bu tür durumlarda bilinçli davranması gerekiyor.  Bununla ilgili biz de kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Söylemlerle, eylemlerle kendilerine bu konuda ne yapması gerektiğini söylüyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Üreticilerimiz birlik ve beraberliğimizi koruyor, net bir şekilde beraber hareket etmemiz gerektiğini dile getiriyoruz.  Birlikleri ile beraber yürüyorlarsa birliklerin aldığı kararlar ile hareket edecekler ki o zaman güçlü oluruz. Nihayetinde de herkes kendi bireysel hesabını da yapacak.  İçinden çıkamadığı yerde birlik burada.  çalışanları, yönetim kurulu, başkanı ile her türlü konuda yardımcı oluyoruz ve olmaya da devam edeceğiz” dedi.

 

“Birlik olarak hazırız”

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Genel kuruldan da bahseden Şimşek, “Genel kurulumuz oldu. Geçtiğimiz hafta onu gerçekleştirdik. Hayırlısıyla şimdilik üyelerimizle sorunumuz yok. Bazen genel yapıdan kaynaklı sıkıntılar olabiliyor ki olursa da mücadele ediyoruz. Geçen sene süt tozu müdahalesini Türkiye’de ilk yapan birliklerden bir tanesiydik. Bu yıl da aynı şekilde. Biz kotamızı aldık. Başvurumuz yaptık. Olası bir ters durum olursa yine sahamızdaki üreticinin sütünü alıp toza çevirip devletimize vermeye Balıkesir Süt Üreticileri Birliği olarak hazırız” dedi.

 

“Bu halk oylaması siyasi bir hareket değil”

Şimşek, “Referandum değil de aslında halk oylaması demek gerekiyor. Herkes siyaseten bakıyor. Lakin bu halk oylaması siyasi bir hareket değil. Siyasi bir veri değil. Uzun yıllardan beri ülkemizin içinde bulunduğu durumları, dönem dönem sıkıntıya sokan, bazen çok iyiymiş gibi algılayıp 3 ay sonra da feryat figan o sistemin bozukluğundan kaynaklı tekrardan ülkeyi çıkmaza iten, belli başlı maddelerin değişikliği ile alakalı. Tabi herkesin kararına saygı duymak lazım. Bir de nedenlerini sormak lazım. İnşallah memleketimiz için hayırlı olacak. Bizim tavrımız net, ‘evet’ten yanayız. Güçlü bir Türkiye istiyoruz. Birlik ve beraberlik içinde, ayakları yere sağlam basan güçlü bir yapı, güçlü bir ülke, o ülkeyi yöneten güçlü bir ekip. Bizim düşüncelerimiz bunlar. Tabi ki arkasında güçlü bir millet ve güçlü bir birliktelik. Hayırlısı olsun. Milletimizin takdiri. Hep beraber göreceğiz. Bizim umudumuz da beklentimiz de ‘evet’ten yana. Çok farklı tablo çıkacağını zannetmiyoruz. Halk oylaması ile ilgili önümüzde çok zaman yok artık. 39 gün var. Normal bir siyasi parti seçimi olmadığı için bir seçim heyecanı yok insanlarda. İnsanların kararsız olduklarını düşünmüyorum. Herkes kararını vermiş durumda” dedi.

 

Serap Tetik Acar

 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu