Yerli tohumlarımız kayboluyor
Türkiye tarım açısından zengin bir ülke. Neredeyse yetişmeyen bir ürün yok gibi. Topraklarımız verimli, birçoğu sulak.
Mesela Balıkesir. Yetişmeyen bir ürün yok gibi. Ancak eski üretilmede yok. Eski derken, eski yöntemden bahsetmiyoruz. Eski Anadolu tohumları artık neredeyse kullanılmıyor. Nedeni ise verimi. Genelde İsrail ve Hollanda’dan tohum alıyoruz. Bunlarda tohum vermiyor. Tohum alsanızda yetişmiyor. Yeni genetiği değiştirilmiş. Tarım konusunda dışa bağımlı hale geldik.
Eskiler bilir. Mesela rahmetli babaannemin kileri vardı. Buğday eker, mısır eker, fasülye eker bir kısmınıda tohumluk olarak ayırırdı. Şimdi bunlar tarihte kaldı gibi. Yapanlarda az. Verimi düşük olduğu gerekçesiyle devlet eliyle yabancı ülke tohumlarına bağlı hale getirildik. Almazsak aç kalacağız. Yerli üretim giderek öldürülüyor. En acısı ise bunun devlet eliyle yapılması.
Balıkesir arazileri verimlidir, ülkemin bir çok yeri gibi. Bir yılda üç hasat yapabilirsiniz. Boşuna Türkiye’yi doyuran il yakıştırması takılmamıştır Balıkesir’e. Tabi bunda beyaz et, kırmızı et, süt, süt ürünleri ve yumurtanın da etkisi büyük. Tarım Balıkesir’in kalbi yani. Atmazsa nefes alamaz tükenir.
Balıkesir’in dağ köyü yada yeni adıyla kırsal mahallelerinde eski tarz üretim devam ediyor hala. Yani Anadolu tohumlarıyla ekim yapanlar var. Bunlar çok azlar. Son zamanda bir akım haline gelen organik kavramı ile bunda ufakta olsa bir artış oldu.
Üretici ekse de kazanamıyor, yada satacak yer bulamıyor. Bulsa da pahalı gerekçesi ile alınmıyor. Pahalı tabi. Ülkede ucuz ne kaldı ki. Yakıt arttıkça, her şeyin ücreti de artıyor. Üretici yeterli desteği alamadığı için ekmiyor. Topraklarını satıyor beton dikiliyor yerlerine. Mesela Balıkesir’in Üçpınar ve Aşebacı köyleri. Bir çoğu müteahhitlere verdiler verimli arazilerini. Dereler tepeler bitti, verimli topraklar evlerle doldurulmaya başlandı.
Uzmanlara göre Türkiye su fakiri bir ülke. 30 yıl sonra suyu arayacağız. Çünkü kaynaklarımızı kötü kullanıyoruz. Su da da dışa bağımlı hale gelebiliriz.
Bir an önce önlem almalıyız. Yoksa ileride şimdiden pahalı tükettiğimiz gıdaları daha pahalı hale alabiliriz. Özellikle kendi döngüsünü sağlayan yerli tohumları yeniden yaygınlaştırmalıyız. Belki başka ülkelerdeki gibi ithal tohumları yasaklamalıyız.
