Köşe YazılarıGündem

YUVA

YUVA

 

“Savaşa karşı durmak, kimin nerede, ne zaman bulunduğuyla ilgili bilgilere göre alınacak bir tutum değildir; acımasızca boğazlama eylemlerinin ne kadar keyfi biçimde yapıldığı yeterince açık bir şekilde ortadadır. Hakkın ve haklılığın bir tarafta baskı ve adaletsizliğin diğer tarafta yer aldığına ve kavganın sürdürülmesi gerektiğine inananlar açısından önemli olan, tam da kimin kim tarafından öldürüldüğüdür.” diyor Susan Sontag “Başkalarının Acısına Bakmak” isimli kitabında.

 

2024’ün ilk haftalarında herkes yeni yıl dileklerinde bulunurken uzun bir yolculuğa çıkmış arabada yan koltukta oturur gibi seyre dalıyorum manzarayı. Manzarada bazen savaş, kıtlık afet bazen benzin, altın, diziler, şarkılar, danslar, cinayet haberleri…Sonra arabanın içine çeviriyorum kafamı. Direksiyona geçen kim olursa olsun sürekli bir koşturmaca, hedefler, projeler, çatışmalar, yapılması gerekenler. Kimi daha coşkulu ve üretken kimi daha umutsuz ve boşvermiş.

 

Sonra gözlerimi kapatıyorum.

Ne arabada olanları izlemek ne de manzarada karşıma çıkanları seyre dalmak… İkisi de değil istediğim.

Tek isteğim yolda olmak ve iç alemime dönmek.

Gözlerimi kapattığımda çocuk kahkahaları neşesiyle sarıyor bedenimi.

Korunduğum, kollandığım, her halimle kabul gördüğüm, alma ve verme dengesinde durabildiğim, kendiliğinden ve özenli güvenli yuvamla karşılaşıyorum.

Düşlediğim bu yuvada sevgi sonsuz ve koşulsuz.

Suyuyla ferahlatan doğasıyla keyif veren bir vatan bu yuva.

Gözlerimi açtığımda da istediğim hızda gidebildiğim, bazen sadece durduğumda da kabul gördüğüm bir yol.

Gözlerim açıkken nasılsa kapalıyken de aynı güven hissini veren yol.

 

Gözlerimiz kapalı yoldayken de güvende hissettiğimiz kalpler sarsın etrafımızı. Herkese kalbindeki yuvayı hissetmesini diliyorum !

Çisem ÖZKAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu