GündemEkonomiÖzel Haberler

Balıkesir’de Hayvancılık Sektörü Zorda

Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu Balıkesir’deki hayvan varlığının Türkiye genelinde önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, “resmi verilere göre 540 bin civarı büyükbaş il genelinde hayvanımız var. Küçükbaş olarak ta 1 milyon 200 bin hayvan varlığı var. Türkiye ortalamasına göre %3 ‘ü veya %5 Balıkesir’de hayvan varlığı bulunuyor .” dedi.

“Siyah Alaca Irkından Süt Verimi Alınabiliyor”

Balıkesir’de üretimi gerçekleşen süt miktarının elzem boyutuna dikkat çeken Veterinerler Odası Başkanı Tanrıkulu, Balıkesir’deki hayvancılık modelinin bir özelliği var dedi. Kültür hayvancılığının siyah alaca hayvan varlığı ile süt üretimine damga vurduğunu söyledi. Tanrıkulu,“ Siyah alaca hayvan varlığının genetiğinin önemli yanı süt üretimi bakımından dünyada sayılı ırklardan bir tanesi olması. İnsanlar bu hayvan varlığına sahip çıkmak için mücadele veriyorlar ama son dönemlerde yaşanılan sıkıntılar sektörde çalışanlar, sektörü takip edenler bunun farkındalar. Özellikle son bir – iki yıldır süt fiyatlarında ciddi bir artış söz konusu olmadı diyerek düşünülmesi gerekenler var ”dedi.

“Sürdürülebilir Hayvancılık Modeli Şart”

“Balıkesir genelinde silaj mısır ekimi oldukça yoğun. Bunun yanında arpa ekimi, buğday ekimi söz konusu. Saman ve mahsullerini veriyorlar, arazi yoksa bunu satın alıyorlar. Hayvan işletmelerinde giderlerin yüzde 70’ini yem maliyeti, hayvanın karnını doyurma maliyeti oluyor. Ana kalemi bu. Dolayısıyla yem maliyeti, yahut ham madde fiyatlarındaki oynaklık işletmelerin kaynağını ciddi manada etkiliyor. Yaklaşık iki yıl önce bir çuval yemin fiyatı ortalama 50 lirayken bu son bir yıllık süreçte yaklaşık 80-90 liralara kadar yükseldi. Şu an eğer orta kalitede yem almak istiyorsa besici 90 liraya bir çuval yemi alıyorlar. Yazın balya 12-15 liralara yükseldi. Dolayısıyla bu maliyetlerde sürdürülebilir hayvancılık modeli yürütülemiyor.”

“Üreticinin Eline Geçene Bakılmalı “Yok”

“Süt fiyatlarına bakacak olursak Kasım ayı içerisinde, süt fiyatı 1,8 liralardan Ulusal Süt Konseyinin yaptığı çalışma neticesinde Kasım ayı içerisinde 2,3 lira yükselttiler. Bu zamlı fiyatı 15 Kasım da açıkladılar, 15 Aralıkta üretici zamlı fiyattan süt satışını gerçekleştirdi. Üreticinin eline geçen fiyat 2,1 veya 2,15 Aralığında oluyor. Ancak şöyle bir durum oldu yaklaşık %15 süte zam yapıldığı o dönemde, üretici 15 Aralıkta sütün parasını almadan yeme yaklaşık 7 liralık bir zam yansıttılar ve şu an gelinen noktada yem fiyatı 80-90.”

“Besici 25 litre süt veren bir inek için 8-10 kilo yiyeceğini almak zorunda. Böyle olmalı ki süt verimini alabilsin. Hayvana ihtiyacı olan verilmezse verimde alınamaz.Bir inek günde en az yirmi kilo süt verirse en az sadece kendi ihtiyaçlarının bedelini karşılar, yirmi litrenin üzerinde verebileceği süt köylünün eğer ki işletmesinin de işçisi yoksa genel giderleri yoksa kendi aile tipi işletmişse ancak üstünde kalan süt miktarı üzerine kar kalacaktır. Türkiye’deki süt verimi, verim ortalaması belli. Balıkesir’de bu elbette yüksek ama ortalama tonajına bakacak olursak ineğin bir yıl içerinde verdiği süt miktarı yaklaşık dört tonlarda. İlimizde ortalama süt verimi bu da kar oranlarını etkiliyor. Sektörü bilmeyenlerin şunu bilmesi lazım. Hayvancılık zor iş.”

“Bakımı Zor Zahmetli Aksatmaya Gelmez”

“Hayvancılığın emek istediğini söyleyen Tanrıkulu, “Hayvancılık öyle bir şeydir ki sizin ne ölünüzü ne dirinizi dinler. O gün en yakın anne, baba, kardeş, çoluk çocuğunuzdan biri Allah korusun vefat etse bile Baktığınız hayvanın ihtiyacını karşılamanız gerekiyor. Sabah akşam mazereti yok ziyaret edeceksiniz. Zor bir sektör. İneği sağma ayrı bir dert, bu tarz hayvanın tekmesi, dışkısını yapabilir yahut makinesi bozulabilir bunu ancak yaşayan bir insan bilir. Bunun karşılığında da insanlar para kazanamazsa bu işten maalesef çıkma yoluna gider. Bazı işletmelerde 40’ın üzerinde hayvan var ama şu an kalan hayvan 5-6. Sebebine bakacak olursanız işletme sürdürülebilir halde değil.Kapanmaya doğru yol alınıyor”

“Ham madde, hayvancılığı etkiliyor”

“ Bu hayvanların doğumu ve farklı durumları oluyor, bu sektörle ilgilenen herkes bunun farkındadır. İşletmenin sahibi hayvanlara günlük ihtiyaçlarını verecek. Mezbahalara gitmemesi için ineklerin devletin aldığı bazı kararlar var, ama şöyle eğer para kazanamıyorsa ineği satma yoluna gider. Bir işletmenin karlılığı şunu belirler bir kilo sütle ne kadar yem aldığınız bu hayvancılığın sürdürülebilirliğini gösterir. Dünya standardı şunu der ve bu Türkiye’de olası bir rakamdır, bir kilo süt sattığınız takdirde en az 1,5 kilo yem almanız gerekir biz bu kaliteyi koruyamadığımız sürece bu hayvan topal olacaktır.”

“Hayvan Doğacak Zaman Lazım”

“Geçmiş yılda bir kilo süt bir kilo yem alır haldeydi, ineği şöyle düşünmek lazım damızlık bir materyaldir, yani bize yavru verir neslinin devamlılığını sağlar. Eğer biz bu ineği kaybedersek bir ineğin devamsızlığı, aynı insanlardaki gibi gebelik süreci dokuz ay bir süresi var. Dokuz ay on gün gebeliğini ortaya koyalım, ergenliği var, doğum süreci var. Ancak 33 -34 ayda ancak bir inek piyasaya sürebiliriz. Bu sektörü başka sektörlerle kıyaslamak zor. Bir can var ortada. Ve bu canlı için zaman lazım. Bu zamanı da biz doğru strateji ile ayakta tutamıyoruz. Türkiye’de bunu ayakta tutan sektör Tarım ve Hayvancılık sektörüdür. Biz bu sektörün sağından solundan köşesinden tırpanlarsak bu sektörü ayakta tutamayız. Ayakta tutamazsak Türk insanının da ihtiyacını karşılayamaz hale geliriz.”

“Hayvancılıkta Çözüm Yolları”

“ Şöyle bir sıkıntımız daha var bu mahallemizin karşı tarafında Organize Sanayi Şubesi var ciddi bir şekilde arazi yok etti ve meralarımız azaldı. Arazi varlığımız azaldı, bunları da düşünerek yatırım yapmamız, kırsalın değerlendirilmesini ona göre yapmamız gerekiyor. Türkiye’de hayvancılığı yapan insanların yaş ortalaması yaklaşık 55 bu resmi bir veridir. Gençlerimizde bu hayvancılık işini yapmak isteyen kişi sayısı çok azaldı. Babasından atasından bu mesleği almak istiyor ama bakıyor ki para kazanamıyor bu işte bir gelecek göremiyor. Sosyal yaşantısı yok denebilecek kadar az göründüğü için bu kanaate varıyor. Bir de evlenme yaşı geldiği zaman gençlerin, “kızımızı çobana mı vereceğiz?” söylemi ile uzaklaşıyor. Bu sektörün zorluğu bu açıdan da var. Bu sektörün bu sorunu nasıl çözülebilir, sigorta bakımından belki olabilir, ineklerimiz kesilmese ve işletmelerimizin ayakta durması sağlanırsa çözüm olabilir.” Fatma Kara

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu