Gündem

Balıkesir’de Kadın Mücadeleleri ve Dayanışmasına Dikkat Çekildi

Balıkesir’de Kadın Mücadeleleri ve Dayanışmasına Dikkat Çekildi

Balıkesir DİSK, KESK, TMMOB,TTB ve SMMOB temsilcilikleri Dünya Kadınlarının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle ortak bir açıklama yaptı.

Sendika ve Birliklerden Ortak Açıklama

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMOB) Balıkesir temsilcilikleri Dünya Kadınlarının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle ortak bir açıklamada bulundu. Eğitim Sen Balıkesir Şubesi binasında yapılan açıklamada sendika ve birlikler günün anlam ve önemine ilişkin şunları kaydettiler:

Pandemide Kadınların İş Dünyasında Yaşadıklarına Yer Verdiler

“Neoliberal kapitalizmin uzun süredir güvencesizlik ve yoksulluk kıskacında kadın emeğini ve bedenini, daha fazla denetim altına alma çabası pandemiyle birlikte hız kazanmıştır. Sermayeye sonsuz sömürü alanı yaratma çabası kadın emeği üzerinden gerçekleştirilmek istenmektedir. Kadın yoksulluğu ve işsizlik oranı ülke tarihinde görülmemiş düzeyde artmıştır. Pandemide yaygınlaştırılan esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan yapısal sorunlar nedeniyle kadınlar açısından çok daha ağır sonuçlar yaratmıştır.

  “Alınan tedbirler yetersiz ”

Sermayedarlar ve kapitalist devletler tarafından kadınların ücretli emek gücü de pandemi fırsatçılığıyla ev içerisine hapsedilmeye çalışılmakta ve bin yıllardır hane içindeki görünmeyen kadın emeği sömürüsü yeni biçimler kazanarak derinleştirilmeye çalışılmaktadır. Tekçi, gerici, militarist ideolojiye sahip iktidar bloğunun kadınlara dönük cinsiyetçi saldırıları da bu süreçte yeni boyutlar kazanarak devam etmiştir. Alınan tedbirlerin yetersiz olması, karantina döneminde, birçok kadın için ev içi şiddet riskini artırmış ve şiddete uğradığında kadınların alabileceği desteklerin kısıtlanmasına yol açmıştır.

 “İstanbul Sözleşmesi hedef alındı”

Tam da böylesi bir süreçte hali hazırda uygulamadaki eksikleriyle birlikte cinsiyet temelli şiddete maruz bırakılan herkes için güvence sayılabilecek İstanbul sözleşmesi, siyasal iktidar tarafından hedefe alınmıştır. Eril yargının cezasızlık politikaları kadına yönelik şiddeti özendirmeye devam ederken hayatta kalmak için öz savunmasını gerçekleştirmek zorunda kalan kadınların meşru müdafaa hakkı ise yok sayılmaktadır.

 Cezaevlerinde Çıplak Arama İddiaları

Kadınların toplumsal özne olarak yaşamın içerisinde yer alması istenememekte, tek adamlığa dayalı yeni rejime uygun makbul kadın yaratma çabası, muhalif kadınlar üzerinde baskının da artmasına neden olmaktadır. Üniversite öğrencilerinden, siyasetçilere, sendikacılardan, gazetecilere keyfi hukuksuz gözaltı ve tutuklamalar yaşanmaktadır. Gözaltılarda ve cezaevlerinde çıplak arama dayatılmaktadır.

 “8 Mart tarihsel bir eşiktir”

Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve sömürünün derinleşerek yaygınlaşması yanında ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında kadınlar emekleri, bedenleri ve kimlikleri üzerindeki tahakkümü kırmak için yürüttükleri kararlı mücadeleyle iktidarlara geri adım attırmayı başarmakta ve geleceğe dair umudu büyütmeye devam etmektedirler. Böylesi bir süreçte yaklaşan 8 Mart,  kadınların erkek-devlet-sermaye şiddetine ve sömürüsüne karşı, direnişi ve dayanışmayı daha güçlü örgütlemesi için tarihsel bir eşiktir. Bu yıl 8 Mart’ı bizi yok sayan, değersiz gören, varlığımızdan korkan bu sömürü düzenine karşı ”Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var” şiarıyla karşılayacağı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu