Köşe Yazıları

Beni Kurayza’nın Cezası. ..

“Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir.

Bismillâhirrahmanirrahim

“Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.”Mâide, 33

“Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbe edenler bunun dışındadırlar. Artık Allah’ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu bilin.”Mâide, 34

“Allah, kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.”Ahzâb, 26

“Allah, sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”Ahzâb, 27

Benî Kurayza da İbrânîce yazıyor, Arapça konuşuyor ve çocuklarına kendi isimlerinin yanında Arap isimleri de veriyordu. Medine’nin güneydoğusundaki ovalık bölgede oturan kabile mensupları “utum” denilen çok katlı müstahkem evlerde yaşıyor ve geçimlerini tarım ve ticaretle sağlıyorlardı.

Hz. Peygamberimiz sav’in hicretten sonra Medine’deki Arap ve yahudi kabileleriyle yaptığı Medine Sözleşmesi denilen antlaşmaya Benî Kurayza yahudileri Evs kabilesinin müttefiki olarak katılmışlardı.

Hicretin 5. senesi. (Milâdî 627) Benî Kurayza Yahudileri  Peygamberimiz sav ile olan anlaşma hükümlerini hiçe sayarak, Hendek  harbin en nâzik safhasında müşriklerle işbirliğine giriştiler.

Peygamberimiz sav’in sulh için gönderdiği heyete hakarette bulundular ve, “Resûlullah da kim oluyormuş? Muhammed’le aramızda ne ahid vardır, ne de akid.” dediler. (Ibni Hişam, Sîre, III,233;İbni Sâd,  Tabakât, II,74)

Resûlullah sav, Hendek Gazvesi’nden evine döndüğü gün öğle vakti Bilâl-i Habeşî’yi çağırarak ikindi namazının Benî Kurayza topraklarında kılınmasını emretti; ardından zırhını giyip silâhlarını kuşanarak atına bindi. İlk önce  sancağı verdiği Hz. Ali ra’de öncü birliklerin başında bulunuyordu. (Vâkıdî, Meğâzî, II, 498).

Resûl-i Ekrem sav  kalenin önüne vardığında yahudi ileri gelenlerine teker teker seslenerek onları İslâm’a davet etti. Olumsuz cevap vermeleri üzerine kalelerinden inmelerini ve teslim olmalarını istedi; bu teklifin de reddedilmesiyle çatışma başladı. Benî Kurayza, karşılıklı ok ve taş atışlarıyla yirmi beş gün boyunca kuşatma altında tutuldu.  Benî Kurayza savaşçıları, sayı olarak  800 veya 900 olduğu da rivayet edilmektedir.  Bu arada münafıklar Benî Kurayza’ya giderek onları müslümanlara teslim olmamaya çağırıyor, direnmeye devam etmeleri halinde kendilerine yardımda bulunacaklarını söylüyorlardı. Bir süre daha devam eden kuşatmanın sonunda Benî Kurayza teslim oldu.  Evsliler de Resûl-i Ekrem sav’e gelip  müttefikleri Benî Kurayza’ya iyi davranılmasını istediler. Bunun üzerine yahudiler hakkında hüküm vermesi için Evs’ten Sa‘d b. Muâz hakem tayin edildi. Sa‘d, kendisinin vereceği hükme razı olacaklarına dair hem Evsliler’le Benî Kurayza’dan hem de Hz. Peygamberimiz sav’den söz aldıktan sonra kararını açıkladı. Savaşabilecek yaşta bulunan erkekler öldürülecek, kadın ve çocuklara esir muamelesi yapılacak, mallar müslümanlar arasında paylaştırılacaktı.  Bu kararın Tevrat’ta var olan bir  hükme göre  verildiği söylenir. “Bir şehre harb için yaklaştığında, onu sulha dâvet edesin. Ve eğer sana sulh cevabını verip, sana kapılarını açarsa, içinde bulunan kavmim hepsi sana haraç verip, hizmet etsinler. Lâkin, eğer senin ile musalaha etmeyip harp eder ise, onu muhasara edesin. Ve, Allah’ın, onu senin eline teslim ettikte erkeklerin hepsini kılıçtan geçiresin. Amma, kadınlar ile çocukları ve hayvanları ve bütün ganimeti, yani o şehirde bulunanların hepsini yağma edip Allah’ın sana verdiği düşmanlarının ganimetlerini yiyesin.” (Tesniye, XX/10-15),

Kur’an-ı Kerim’de ise Allah ve resulüne savaş açan ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlara verilecek cezalar arasında böyle bir hükmün bulunduğu (Mâide  Sûresi 33-34) âyetlerde  görülmektedir.

Kuşatma sırasında müslüman olan dört savaşçı ise idamdan kurtulmuştur.  Kadın ve çocuklardan bir kısmı serbest bırakılmış bir kısmı  sahâbîlere dağıtılmıştır. Bu arada Resûl-i Ekrem sav  henüz bulûğ çağına ermemiş çocukların annelerinden ayrılmamasını istemiştir.

Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara Hz. Peygamberimiz sav gibi davranmayı nasip eylesin. …

Beni Nadir Yahudileri. ..

Dr. Hüseyin Yıldırım

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu