Her Şey Yolunda

Her Şey Yolunda

Olumlu düşüncenin gücü hele de hiç beklenilmeyen bir anda beliriveriyorsa, işte o zaman mucize gibi geliyor insana. Sadece birkaç cümle ile kaybettiğim kontrolümü yeniden kazandığımı görünce, her sabah tekrarlamaya başladım bana iyi gelen minik cümleleri. Minik olduklarına bakmayın hani “yükte hafif pahada ağır” derler ya işte bunlar da öyle. En büyük kurtarıcım ise “her şey yolunda” oldu. Aslında her şey ters gidiyordu ve ben karanlık bir kuyuya düşmüş gibi hissediyordum o sıralar. İçinde bulunduğum duygu durumum da olaylara objektif bakmamı ve çözüm odaklı olmamı engelliyordu. Sanki dünyanın bütün aksilikleri beni bulmuştu.

Bir gün kendimi karşıma oturttum ve “bu ne hal! Demet Tok. İnsanlara, farklı bakış açıları ile mutlaka bir çözüm bulunabileceğini söyleyen, sen değil misin? Eğer inancın değişmediyse, şuan kendine hayrın yok farkında mısın?” dedim. İşte o anda seslendirdiğim ilk cümleydi “her şey yolunda” ve ardından “güvendeyim, sağlığım yerinde, başarabilirim” sözleri dökülüverdi dilimden. Kazandığım bu güçlü enerji ile sanki omuzlarımdan bir yük kalktı ve iç sesim beni desteklemeye devam etti gün boyunca “neler yaşadın neler atlattın ve hala dimdik ayaktasın, aradığın güç kendinde” diye.

Ertesi gün kendi yaşadıklarıma benzer bir sürü örnek duymaya başladım çevremden, aslında daha önce de anlatmış bazıları yaşadıklarını ancak ben kendime odaklandığım için fark etmemişim bile anlatılanları. İşte o vakit demek ki “bende bir uğursuzluk yokmuş” gerçeği ile açılan algılarım rahatlamama sebep olmuştu. Yine de ne yazık ki 2020 yılını kolektif olarak zorlayıcı tecrübelerle uğurlamış olduk.

Şimdi diyeceksiniz ki “her şey yolunda” demekle işler yoluna girseydi, hayat güllük gülistanlık olurdu. Yok, durum öyle değil elbette. Önce zihnimizi sonra bedenimizi ve duygu durumumuzu hazırlıyoruz güne ve olası olaylara. Uyarıcı etki yapıyoruz olumlu kelime ya da cümlelerle de. Bilgisayar yazılımı gibi düşünün yani, beklentin doğrultusunda kodluyorsun. Zihin açık, beden dingin, duygu durumu iyi olunca kim korkar yaşanacaklardan. Hepsi birer birer yoluna giriyor olması gerektiği gibi. Elbette istek, niyet ve eylem var. Farkı, hani sorunlar üst üste gelir de çıkamazsınız ya içinden, debelenip durursunuz işte o durumlarda içinizdeki güç devreye giriyor ve yönetimi ele alıyor. Hiç ummadığınız bir yerden yardımınıza biri koşuyor mesela.

Evimin tadilatı esnasında bir hayli yorulmuştum ve “boyumdan büyük işlere mi kalkıştım acaba” diye kara kara düşünürken bir anda toparladım kendimi, olumlu düşünmeye başlayarak. O anları bilirsiniz kendinizi çaresiz ve yalnız hissedersiniz. Aslında durum o kadar da vahim değildir. İşte bunu fark etmek lazımdı ben de onu yaptım. Yapılması gerekenleri ve ihtiyacım olanları listeledim ve arkadaşlarımdan da yardım alarak ilgili yerlerle irtibata geçtim. Asıl önemli olan, bunları yapmadan önce her şeyi öylece bıraktım bir müddet. Sonra bedenimin ve ruhumun dengeye gelmesini bekledim hiçbir şey düşünmeden. Çünkü birisi mutlaka önde koşuyor diğeri arkada kalıyordu. Ne zaman ki rahatladığımı hissettim, işler de yoluna girdi kendiliğinden. Artık her şey yoluna girmişti ve “olumlu düşünce şifalandırır” inancım yeniden etkin hale geldi böylece.

Şimdi düşünüyorum da o zaman sadece işlere odaklanmam, hayatımı alt üst etmişti resmen ve tüm aksilikleri üzerime çekmiştim. Ne yazık ki bazen çok basit şeylere bile takılı kalıyor ve üzülüyoruz, etrafımızda fark etmemizi bekleyen güzellikleri kaçırma pahasına. Çünkü zihin oyun oynamaya hazır, ruh her şeyin farkında, beden ikisi arasında kalmış ortayı bulmaya çalışan elçi, duygularımız ise en büyük organizatör. O halde “her şey yolunda”…

Demet TOK

Şair/Yazar