GündemKöşe Yazıları

Kiracı Olmak

Kiracı Olmak

Bayanın yaşı, öğrencinin karne notu, memurun maaşı, kiracının aidatı sorulmaz. Genelde ev sahibi kiracıyı, kiracı da ev sahibini / ev sahibesini pek sevmez günlük hayatta. Kara kışta ev ararken bitap düşmek, kira parasını toparlamak için ek işlerde çalışmak, çoluk çocuğunun okul masrafları derdine düşerken bir de kira aidatıyla uğraşmak nasıl da yorar ev babalarını. Bayanın yaşı, memurun maaşı, öğrencinin karne notu, kiracının kira aidatı sorulmaz halk arasında. Ben de bu tarz konularda hassas davranırım. Kendime yapılmasını istemediğim şakayı, özel soruları başkası üzerinde denemem. Hiçbir öğrenciye “Karnende kaç zayıfın, kırık notun var?” sorusuyla pat diye dalmam, önce onu tanır muhabbet ederim.

Sınıfta kalan bir meslek lisesi öğrencimi bile güzel sözlerle aynı sınıfı ikinci kez okuması için azimle umutlandırmıştım. Benden büyük ablalarıma pat diye yaş soramam, onlar zaten bendeki samimiyeti gördüklerinde 35 yaş üstü olanlar bana rahatça yaşını söylemişlerdir. Kendim de 25 yaşımdan sonra yaşımı hiçbir sosyal ortamda söylemedim, minyon tipli olsam bile özel konulara girmedim. Edebiyat yarışmalarındaki öz geçmiş bilgilerimde bile doğum tarihim istenmediği sürece o bilgiyi karşı tarafa vermedim. Memura, emekliye, ikramiye alan arkadaşlarıma dahi ne kadar maaşa çalıştığını sormam. Zaten size güvendikleri vakit bilgisini paylaşırken ister istemez söyleyiveriyorlar. Kiracının da oturduğu konuta ne kadar kira ödediğini sormam.

***

Çanakkale’de memleketteki bodrum katımızda ailemin öğrenciler için kiraya verdiği doğal gazlı ve eşyalı evimizin kirasını bile merak edip sormazdım. Annem zaten kendiliğinden kirayı söyleyip fikrimizi paylaşırdı. Öyle her yıl babam kiraya yılbaşında zam koyan ya da birden kirayı arttıran biri değildiler. Yaz aylarında bazen öğrencilerden, yeni evli çiftlerden para almazdı. Bir dönem elektrik sayacımız ortak olup benim babamın isminin üstüne olunca, alt katımızda kalabalık aile bile barınsa yine de elektrik faturamızın 3’te 1’ini onlardan alıp fazlasını biz ödeyip kapatarak aramızda öyle helâlleşirdiler.

İşte ben de böyle yetiştiğim için özel konulara saygıyla bakıyorum. Birçok evim olup da sağlığım olmasa ne işe yarar onca mal varlığı. Bir de soğukkanlı kiracılar, altı aylık birikmiş kirasını ödemeyip evi savaş alanına döndürüp de çekip gidenler var mesela. Ev sahibi olup böylelerine fazla iyi niyet gösterilirse tatsızlık yaşanırdı, arada para söz konusu olunca da orada resmiyet doğardı. En güzel hayalim; kitaplarla dolu kulübe gibi renkli bir evim olsun, içinde huzurlu olayım.

Tertemiz kiracılar tanıdık elbet. Yıllarca iletişimi koparmadık mesela. Bir fincan kahve, bir tutam tuz, ekmek mayası, ağrı kesici, iğne iplik için yan koşunun camını tıklatıverdik ansızın. Komşu, komşunun külüne muhtaçtır ne de olsa. “Ev alma, komşu al.” diye boşuna dememişti atalarımız. Ev sahibi olmakta, en güzel villalara sahip olmakta, yeni bir ev satın almakta değildir marifet. Kâinatın ev sahibi Allah olunca, biz insanlar da fani olan şu dünyanın birer kiracısı sayılırız bir nevi. Kirada oturan, asgari ücretle kıt kanaat geçinen, ev sahibinin nazını sabırla idare eden, kira gününü bir gün dahi aksatmadan ödeyen tüm güzel yürekli kiracı kardeşlerimize çiçek gibi bir hayat yaşamak  nasip olsun.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu