GündemKöşe Yazıları

Kofana ve Şükran

Geçtiğimiz hafta Pazar günü oyumuzu kullandıktan sonra eşimle kofana avı için Bodrum’a doğru yola çıktık. Yol boyunca açık radyomuz seçim atmosferini yaşamamızı sağladı. Büyük okaliptüs ağaçları ve Ege’nin graben ovaları bu atmosfere eşlik ettiler. Güzel ve heyecanlı bir yolculuk sonrası otelimize vardık. Ertesi sabah erkenden kalkıp Güllük’ de sabah 06.00’da tekneyle açıldık.

Anda kalma egzersizi :  mindfulness ve balık

Balık tutarken tuttuğum balıkların sayısı ve cinsinden daha çok yüzüme dokunan tuzlu su, doğan güneş, kahkaha atan martılar, oltasını atıp umutla bekleyen insanlar hep ilgi odağımda olmuştur. Sanırım bu yüzden balık tutmayı bir mindfulness egzersizi gibi görüyorum. Saatin nasıl geçtiğini anlamadığım bir bilinçli farkındalık egzersizi. Oltayı atıp beklemek birçok kişi için sıkıcı ve zor olabilir, bu sıkıcılığı ve zorluğu yaratan aslında insanların sonuç odaklı olması. Hemen balık gelsin, güzel bir balık gelsin, çok gelsin… Benim balık tutarken keyif almamın en büyük sebebi böyle bir hırsa sahip olmamam. Gözümün gördüğüne, kulağımın duyduğuna, tenimin hissettiğine odaklanmak şahane.

Ayrıca, güneşli bir Güllük sabahında balık çiftliklerinin etrafında balık tutuyor olmamızı garipsemem dışında her şey yolunda gidiyor ve beklenen av başlıyor : kofana !

İlk balığı tuttum: kofana !

Kofana ayrı bir tür olmayıp büyük lüfer balığına verilen addır. Oltama taktığım tırsi balığının tadı lezzetli olacak ki kısa bir süre içinde kofana avlamak nasip oluyor. Sizi bilmem ama ben tuttuğum balıkla karşılaştığımda aşırı heyecanlanıyorum. Kalbim büyük bir şükran duygusuyla doluyor ve en çok ihtiyaç duyduğum duyguyla temas kuruyorum. Kalpten şükretmek insan olduğumu hatırlatıyor, bir kofana nelere kadir !

İkinci balığı tuttum : kofana !

Oltama taktığım tırsi balığı 30 metre derinlerde göz göze geldiği balıklarla aşırı korktuğu için oltam aşırı hareketleniyor, bu hareketlere aldanıp oltayı yukarı çekmemek lazım; sabır bu işin en önemli kısmı. Hareketli oltada aşağıda neler olduğunu hissetmeye odaklıyken anında daha güçlü bir çekiş geliyor : ikinci kofana oltamda ! İkinci kofananın öğrettikleri acele etmemek ve sabırla beklemek. Uzun zamandır o kadar acele ediyordum ki ne iyi geliyor bu öğreti !

Günü iki kofana ile tamamlıyorum. Dahası, akşama kadar kaçırdığım iki balık da var, kaçırdığım iki balıktan öğrendiklerimi cebime koyuyorum : nasipten ötesi yok !

Kofanalardan öğrendiklerim:

  1. Anda kalmak çok önemli.
  2. Şükran duygusu sayesinde hayatta önemli şeylerle bağlantı kurarız. Hayatın anlamını düşünmemize gerek yoktur. Bunu hissederiz ve dolayısıyla bunu biliriz !
  3. Şükran kalbimizin belleğidir !
  4. Başımıza kötü şeyler geldiğinde minnettarlık hissetmek kolay olmayabilir. Bir kayıpta, travmada, felakette, hastalıkta hayatın anlamını bulmak zor olabilir. İnsan olmanın en büyük becerisi zor zamanlarda bir anlam bulabilmektir. İçimizdeki güç zor zamanlarda büyür ve gelişir.
  5. Her şerde bir hayır vardır !

Psikolog Çisem ÖZKAN

Daha fazla köşe yazısı için tıklayınız…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu