Hüseyin YıldırımKöşe Yazıları

Müşrikte İzân Olmaz…

Müşrikte İzân Olmaz…

Bismillâhihirrahmanirrahim

“Inkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay etmektedirler. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.”Bakara, 212

“Kendilerine âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman o kafirlerin yüz ifadelerinden inkarlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara hışımla saldıracaklar. De ki: “Şimdi size bu durumdan daha beterini haber vereyim mi: Ateş… Allah onu kafirlere vaad etti. Ne kötü varış yeridir orası!”Hacc, 72

Asr-ı Saadette Mekke’de yaşanan bir olay, Hz. Peygamberimiz sav’in tebliğine tahammülsüzlük gösteren ve müşriklerin yaptıkları eziyetlerin boyutlarını bize göstermektedir.

Hz. Peygamberimiz sav Kâbe’nin yanında namaz kıldığı sırada Ebû Cehil ile arkadaşları da orada oturuyorlardı. Orada bir gün önceden kesilmiş devenin mezbaha pislikleri yani işkembesi duruyordu. Ebû Cehil yanındakileri kışkırtarak “Kim kalkıp şu devenin döl yatağını alıp Muhammed secdeye gidince omuzuna koyabilir?” dedi. Aralarında en bedbaht olan müşriklerden Ukbe bin Ebî Muayt ayağa kalktı ve pis bağırsağı getirip secdede olan Peygamberimiz  Efendimiz sav’in mübarek omuzlarının üzerine bıraktı. Müşrikler katıla katıla gülmeye başladılar, hatta gülerken birbirlerinin üzerine yan yatacak kadar kendilerinden geçiyorlardı. Hâdiseyi gören  Abdullah b. Mes’ûd’un elinden hiç birşey gelmediği için sadece onları seyrediyordu. Sonra gidip Hz. Fatıma’ya haber verdi. O süre boyunca Hz. Peygamberimiz sav de başını kaldırmadan secdesine devam ediyordu. Hz. Fatıma haberi alınca koşarak geldi. Ardından, yaşı küçük olmasına rağmen müşriklere bağırıp kızdı ve pislikleri de babasının omzundan kaldırdı, kirlenen yerlerini temizledi.

Hz. Fâtıma rha daha çok yaşta olmasına rağmen Hz. Allah cc  ve Allah  Rasulü sav’i her şeyden üstün tutuyor. Dahası onları, her şeyden çok seviyordu. İşte bu olaydan sonra  Hz. Fatıma’ya “Ümm-i Ebîha: Babanın Annesi” adı verildiği rivayet edilmektedir.

Ayrıca, çok mahzun olan Hz. Peygamberimiz sav ellerini açıp sesli olarak Kureyş’e beddua etti: “Allahım! Kureyş’i sana havale ediyorum” dedi ve duasını üç defa tekrarladı. Müşrikler Hz. Peygamberimiz sav’in duasını duyduklarında korkup gülmeyi kestiler ve sustular. Çünkü Mekke’de, özellikle de Mescid-i Haram’da yapılan duaların kabul olacağına onlarda inanıyorlardı. Hz. Peygamberimiz sav’in duasının tamamı ise “Allahım! Ebû Cehil’i, Utbe

  1. Rebîa’yı, Velîd b. Ukbe’yi, Ümeyye b. Halef’i, Ukbe b. Ebû Muayt’ı, Umâre b. Velîd’i sana havale ediyorum, şikayet ediyorum.” Abdullah b. Mes’ûd bu duanın tecellisini Bedir günü bizzat müşahede ederek şöyle demiştir: “Muhammed’i Hak ile gönderene yemin ederim ki, Bedir günü bunların öldürülüp kuyulara atıldıklarını gördüm.” İbn İshâk, Siyer,246; Müslim, Sahih, Cihad ve’s-siyer,1194/107-108

Son olarak, Rabbimiz bizleri ve tüm inananları her zaman müşriklerin zülmunden muhafaza eylesin. ..

Müşrikte İzân Olmaz…

Daha fazla köşe yazısı için tıklayınız…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu