Ormanlar Yanıyor, Sessiz Kalanlar Da Suç Ortağı
Ormanlar Yanıyor, Sessiz Kalanlar Da Suç Ortağı
Türkiye’nin dört bir yanında yükselen alevler sadece ormanlarımızı değil, vicdanlarımızı da yakıyor. Her yaz aynı manzarayı izlemekten bıktık: Gökyüzünü kaplayan duman, yanık kokusuyla boğulan şehirler, sessizliğe gömülmüş orman yolları… Ve ne yazık ki bu yangınların çoğu kader değil; ihmallerin, çıkar hırsının, umursamazlığın sonucu.
Yangın Bilançosu: Veriler Konuşuyor
2024 yılında 3.797 orman yangınında 27.485 hektar orman alanı zarar gördü. Bu oran, sadece bir yıl öncesine kıyasla yangın sayısını ve yanan alanı neredeyse yüzde 50 artırmış durumda.
2025 yılı ise felaketin boyutunu daha da büyüttü. Haziran ayında sadece birkaç günde patlak veren yangınlarda 80.000 hektardan fazla orman kül oldu; 17 kişi hayatını kaybetti, 50.000’den fazla kişi tahliye edildi. Yılın ilk yedi ayında İzmir'de 10.854 hektar, Bilecik’te 8.268 ve diğer birçok ilde ciddi kayıplar yaşandı.
Türkiye’deki 23 milyon hektar orman alanının yaklaşık yüzde 55’i, yani 12,5 milyon hektar gibi devasa bir bölümü, yüksek yangın riski altında bulunuyor
Yangınların Gerçek Sebebi: İnsan ve İhmal
Her verinin ardında bir insanlık dramı var. Orman yangınlarının yüzde 98’ine yakın kısmının nedeni insan kaynaklı. Sigara izmariti, ihmal, kaza ve kasıtlı kundaklamalar… 2024 verilerine göre; anız yangınları 3.412 hektar, enerji kaynaklı kazalar 3.263 hektar, sigara ve piknik ihmaline bağlı yangınlar ise binlerce hektara mal oldu.
Kayıp Sadece Ağaç Değil
Bir hektar orman, binlerce ağacın, yüzlerce kuşun, sayısız canlının evidir. Orada toprağın altında suyu filtreleyen kökler, havamızı temizleyen yapraklar, iklimimizi dengeleyen dev bir ekosistem vardır. Yangın çıktığında sadece ağaçlar değil, o ekosistemin tamamı yok olur. Bu kayıplar, tarımdan turizme, sağlıktan ekonomiye kadar her alana yansır.
Yetersizlik Alışkanlık Haline Geldi
Her büyük yangından sonra aynı bahaneleri duyuyoruz: “Rüzgâr sertti, ulaşım zordu, hazırlıksız yakalandık.” Yangın mevsimi belli, riskli bölgeler belli. Belli olmayan tek şey, neden hâlâ yeterli söndürme filosuna, güncel risk haritalarına, etkin koordinasyona sahip olamadığımız. Bu sadece teknik eksiklik değil; yönetim kusurudur.
Suçlular Listesi
Ormanları kasten yakanlar kadar, korumayanlar da suçludur. İmara açılan orman alanları, “temizlik” bahanesiyle yapılan rant projeleri, yıllardır ertelenen önlemler… Tarih bunları unutmayacak. Bugün yanan her ağaç, geleceğimizden çalınan bir nefes demektir.
Artık Bahane Yok! Yapılacaklar Net
Modern ve kapsamlı hava filosu kurulmalı (uçak, helikopter, drone, termal sistemler).
Caydırıcı cezalar: Yangın çıkaran veya ihmali belirlenenlere ağır hapis cezaları verilmeli, af kapsamı dışında tutulmalı.
İmar yasağı: Yangın sonrası hiçbir orman alanı imara açılmamalı.
Toplum eğitimi: Orman köylerinde yerel halk eğitimle bilinçlendirilmeli, gönüllü yangın timleri oluşturulmalı.
Bağımsız denetim mekanizması: Orman yönetimi siyasi etkiden arındırılmalı, şeffaf ve bilimsel bir yapıya dönüştürülmeli.
Her yaz “acaba bu yıl neremiz yanacak” korkusuyla yaşamak zorunda değiliz. Ama bunun için önce sessiz kalmaktan vazgeçmeliyiz. Orman yangınları sadece doğa olayı değil, bir medeniyet testidir. Ve biz, bu testi kaybediyoruz.
Toprak ana ihmali affetmez. Ağaçları yakan ateş bir gün bizi de yakar.