GündemGörüntülü Haberlerİlçe Haberleri

Yerli Robensonlar 15 yıldır adada yaşıyor

Ayvalık ilçesindeki Çiçek Adası’nda Hüseyin Afacan ve eşi Ayşe Afacan, 15 yıldır yaşam sürüyor. Zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı, nergis çiçekleriyle ünlü adada münzevi bir yaşam sürdüren Afacan çifti, doğada yaşamaktan memnun.

Robenson Crusoe ‘nun bir adada geçen yaşamına özenildiği, şehir yaşamının kaosundan kaçmaya çalışılan günümüzde, 78 yaşındaki Hüseyin Hulusi Afacan ve 75 yaşındaki eşi Ayşe Afacan, bir adada yaşam sürüyor. Balıkesir’in İvrindi ilçesi Osmanlı köyünde doğan, 4 yaşında Ayvalık’a gelen ve Balıkesir’de Kuvayi Milliye kurucuları arasında olan, siyasetçi Hulusi Zarplı’nın yanında büyüyen Hüseyin Afacan, Ayvalık’ın Çiçek Adası’nda eşiyle birlikte yaşıyor. 25 yıl Almanya’da yaşayan, Avrupa ülkelerini gezdikten sonra büyüdüğü Ayvalık’a gelen Hüseyin ve Ayşe Afacan, su ürünleri üzerine eğitim alan oğulları Hakan Afacan’ın Ayvalık Çiçek Adası yakınlarında kurduğu balık çiftliğinin 2003 yılındaki fırtınada kullanılamaz hale gelmesinin ardından tüm mal varlıklarını kaybetti. Üzüntüden beyin kanaması geçiren oğullarını tedavi ettiren Hüseyin ve Ayşe Afacan, oğullarına destek olmak için tüm birikimlerini balık çiftliklerine yatırıp batınca, yeni bir arayışa girdi.

ANA KARAYA 600 METRE UZAKLIKTA

Ayvalık’ta ana karaya 600 metre uzaklıkta bulunan Çiçek Adası’nda yaşamaya karar veren Afacan çifti, kısa sürede adaya yerleşmiş. Modern hayatın nimetlerinden faydalanmadan adada yaşamı seçen Afacan çifti, Rumlar zamanından kalan, viran haldeki taş yapılardan birini onararak tavuk, ördek ve koyun yetiştirmeye başlamış. Bir de köpekleri olan Afacan çifti, ihtiyacı olan elektriği karşılamak için Hüseyin beyin yaptığı rüzgâr enerji sisteminden faydalanıyor. Kullanım suyunu Kaz Dağlarından gelen adadaki kuyudan, içme suyunu ise Ayvalık’tan getiriyor. Çiçek Adası, Ayvalık’ın Yumurta ve Kız adalarının görülebildiği, kentin seyredilebildiği bir ada. Sabah erken kalkan Afacan çifti, hayvanlarını besledikten sonra adada dolaşıyor.
Adadaki münzevi hayatın huzurundan vazgeçmek istemediğini belirten Hüseyin Afacan, yalnızlıktan hiç sıkılmadıklarını, zaten tanıdıklarının sık sık ziyaretlerine geldiğini söylüyor. Afacan, “Burada yaşamamızın sebebi biraz maddi durumla ilgili biraz da doğanın rahatlığı açısından. 15 yıldır bu adada yaşıyoruz. Ada yaşamını çok seviyorum ve yalnız yaşamdan sıkılmıyorum. Bu adayı bir bekçi gibi bekleyen, en uzun süreli kalan insanlar biziz. Burada hiçbir problem yaşamıyorum. Yiyeceğimiz sebzeyi yapıyoruz. Bakla, patlıcan, domates, biber, maydanoz, nane üretiyoruz. Kuzularımızı yetiştiriyoruz.” dedi.

İHTİYAÇLARI İÇİN AYVALIK’A GELİYORLAR

İhtiyaçlarını ise karşılamak için tekne ile Ayvalık’a gidip gelebildiğini kaydeden Hüseyin Afacan, kış mevsiminde adada yaşamın daha zor hale geldiğini, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında oldukça soğuk bir dönem yaşandığını, bazen adada günlerce mahsur kalabildiklerini söyledi. Adada şehir yaşantısına göre daha mutlu olduğunu kaydeden Afacan, ”Kente gittiğim zaman duramıyorum, içim sıkılıyor, kendimi buraya atıyorum. ” ifadelerini kulandı.

Ayşe Afacan, “Oğlumuz okulunu bitirdi. Kendi dalımda iş yapacağım deyince bir de bir oğlan diye kırmadık. Bütün birikimlerimizle balık üretim çiftliği açtık. Tam porsiyonluk zamanı geldiğinde bir afat geldi. Her şeyi aldı, götürdü. Oğlumuz ‘annemin babamın birikimlerini mafettim’ diye sinirden stresten beyin kanaması geçirdi. Ege Üniversitesine kaldırdık. Çok zor günler geçirdik. Bir sürü aksaklıklar çıktı. Yeşilyurt Hastanesine kaldırdık. Sonra buraya yerleştik.” dedi.

Ayşe Afacan “Hep mücadele ediyoruz. Doğayla başa çıkılmıyor hiçbir zaman. Adada yaşam iyi, güzel yanları da var, kötü yanları da var. Hava şartları kötüleştiğinde, soğuk havalarda, fırtına olduğunda karşıya geçmekte zorlanıyoruz. Mahrumiyet bölgesi burası bazen ihtiyaçlar oluyor, geçemiyoruz. Haftada bir Ayvalık’a gidiyorum. Bir gece kalıyorum. İhtiyaçlarımı getiriyorum. El ayak suyunu bulaşık suyunu kuyudan çekiyoruz ama yemek çay suyunu Ayvalık’tan taşıyoruz. Adayı tercih etmemizin nedeni Balık çiftliği için kafeslere yakın diye tercih ettik. Yazın güzel zamanlar oluyor. Eş dost bizi yaz-kış bırakmıyor ziyaretimize geliyor.” şeklinde konuştu.

“BİR SABAH, BİR BAKTIK BİR SÜRÜ İNSAN İSKELEDE OTURUYOR”

Adada bir sabah düzensiz göçmenlerle karşılaşan Ayşe Afacan, “2 sene önce mi neydi, kahvaltı ediyorduk. İçeriden pencereden baktım. İskelede bir sürü insan, çoluk, çocuk oturuyor. Gittim yanlarına Türkçe anlamıyorlar. Bir tanesi çok anladı biraz. Yunanistan adası diye geçirmişler buraya garipleri. Üşüyorlardı, ateş yaktık. Sıcak çay ikram ettik. Sahil güvenlik ve jandarmayı aradık. Gelip götürdüler. Sonr

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu