Köşe YazılarıFahri SağlıkGündem

ALDATAN VE ALDANAN OLMAMAK

Bir Müslüman’ın en önemli ahlaki vasfı güvenilir olmasıdır. Müslüman güven veren insandır. “Mü’min” kelimesi, iman/tasdik anlamının yanında ‘güven veren’ anlamına da gelmektedir. Bu hususta en güzel örnek, içinde yaşadığı toplumda ‘Muhammed el-Emin’ olarak anılan ve en azılı düşmanlarının bile emin oluşunda şüphe etmedikleri Hz.Muhammed’dir.

Bugün dünyada maalesef sözüne ve eylemlerine güvenilmez bir Müslüman imajı oluşturulmuştur. Kuşkusuz bu imaj Müslüman kimliğine büyük hasarlar vermektedir. Mümin olmasına rağmen kendisine güvenilemeyen bir insan görüntüsü ortaya koyan kişinin, temsil ettiği yüce dine verebileceği zararları saymaya kalksak gazetemizin sayfaları yetmez.

“Dilinden ve elinden Müslümanların emniyette olduğu kimse” olması gereken bizler muhataplarımıza bu emniyet ve güveni neden veremiyoruz? Aldanmamaya karşı gösterdiğimiz titizliği aldatmamaya da neden göstermiyoruz?

Sevgili peygamberimiz “ Bizi aldatan bizden değildir.”,“Mümin bir delikten iki defa sokulmaz.”  derken Müslümanların kesinlikle aldatmayan ve aldanmayan bireyler olmasını öğütlemiştir.

Aldatmak;

Şeytanın en büyük becerisidir ki, aldatanlar onun askerleridir. Aldatmanın temelinde gerçeği gizleyerek yalanları ve bâtılı gerçek gibi göstermek vardır. Aldatmak en ufak boyutta pirince taş katmakla başlar, yalan yeminle devam eder ve Allah’a imanı dil ile söyleyip kalpte başkaca ilahlar beslemekle zirve yapar.

Aldatmak ihanettir, dost görünüp arkadan vurmaktır, kandırmak ve ele geçirmektir. Aldatmakta bu yüzden helal veya haramlık, güzellik veya çirkinlik mühim değildir. Aldatmak insanlığın hak ettiği mutlu yaşamı engelleyen, hakkı birileri lehine bozarken, çoğunluğu mağdur etmektir. Aldatmak hak din İslam’ı ve Allah kelamı Kur’an’ı karşısına almak, adaletten sapmaktır. Aldatanlar dünyevi küçük çıkarlar uğruna ruhlarını kirleten küçük beyinlerdir. Aldatmak, ebedi azap yurdu cehennemlere müstahak olmak, cennetlerden vazgeçmek, müminlerin esenlik yurdundan ayrı düşmektir.

Aldanmak;

Aldanmak, aklı ve kalbi doğru yolda buluşturamamak, akıl ve şuur nimetine nankörlük etmektir. Aldananlar okumayan, araştırmayan, okumaktansa dinlemeyi tercih edenlerdir. Aldananlar, karşısındakini de kendi gibi sanan, dost-düşman ayırt edemeyen, hain niyetleri sezemeyenlerdir.

Her duyduğuna inanan, her sarıklıyı, sakallıyı, tespihliyi samimi Müslüman sananlardır. Daha Fatiha’nın mealini ve İblisin ahdini bilmeyenlerin aldanmaktan başka şansları yoktur. Aldananlar Kur’an üstü tartışmasız kitaplar ve Hz. Peygamber üstü tartışmasız önderler kabul edenlerdir. Aldatmak ne kadar kötüyse aldanmak ta o denli kötüdür.

Sevgili peygamberimiz sadece aldatanları bizden olmamakla yermez, aynı zamanda aldananların da zilletine vurgu yapar. Aldatanlar aynı zamanda aldanmaya da müsaittirler. Aslında aldatanlar en başta kendileri aldanmışlardır. Aldananlar veya aldanmaya müstahak olanlar, hakikati aramaya tenezzül etmeyenlerdir. Dinde unutmak mazeret, bilmemek araştırıp öğrenmemek ise mazeret değildir. Çünkü Kur’an ve sünnet gözler önündedir ve okunup anlaşılmayı beklemektedirler.

Yüce milletimiz İslam’ı din, Hz. Muhammed’i Peygamber, Kur’an-ı Kerimi son hak kitap kabul ettiği günden itibaren “İ’lâ-yi Kelimetullah” için dört kıtada at koşturup canlar  feda ettiği için çokça düşmanı olmuş ve kendisini tarih sahnesinden silmek, kardeş kavgaları çıkartarak birbirlerine düşürmek veya kutsal değerlerinden koparıp uzaklaştırmak için sayısız tuzaklar kurulmuş, hileler, hain planlar yapılarak aldatılmak kandırılmak istenmiştir. Bu hainler çoğu zaman dıştan olduğu gibi bazen de içimizden çıkmışlardır.

Çok geriye gitmeden yakın tarihimize bakacak olursak; geri kalmışlığımızın sebebini dinimize fatura ederek ondan uzaklaşmamız gerektiğini dikte ettiler. Yüce milletimizi camiden, ezandan ve namazdan soğutmaya çalıştılar. Asıl kurtuluşumuz ve mutluluğumuzun egzistansiyalist, sosyalist ve komünist felsefelere, kapitalist sistemlere sarılmamızla mümkün olabileceğini söylediler. Türk’ü Arab’a Kürde, Arab’ı Türk’e ve Acemlere karşı kışkırtarak kardeşi kardeşe kırdırmak istediler. Himmet, hizmet diyerek bizleri yüce Allah ile Peygamberimizle aldatmaya kalkıştılar. Siz düşünmeyin iradenizi ve aklınızı bize verin biz sizin yerinize en iyisini düşünür ve uygularız diyerek bizi aldatmaya çalıştılar. Kırk yıldır milletin hayır potansiyelinin en büyük kısmını, yöneldikleri fasit bir hedef uğruna heba ederek bizi kandırdılar. İçimizdeki tahribatları bir yana Avrasya ve Afrika’daki İslami uyanışı küresel sömürünün aracı hâline getirerek bütün İslam toplumlarını aldattılar.

Yüce Rabbim bütün bu hile, tuzak ve ihanetlerden yüce milletimizi ve İslam alemini korudu. 2019 Yılında da Müslüman toplumlar aleyhine tasarlanan her türlü hile, tuzak ve ihanetlerden hepimizi korusun. “Aldanmaktan ve aldatmaktan Allah’a sığınmak” en güzel dualardandır. Rabbim bizleri aldatan ve aldananlardan uzak eylesin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu