Bodrum Gezisi

Bodrum Gezisi

Genelde gezmek için yaz aylarının tercih edildiği Bodrum’u,daha tam sezonun açılmadığı Nisan ayında, gezmeyi tercih ettik. Bunun bir çok sebebi var.

Öncelikle bir deniz tatili değil, bir kültür turu yapmak istedik.Bodrum’un yaz döneminde ki kalabalığı bizim bu gezimizde ki ziyaret noktalarına ulaşımı zorlayacaktı.Ayrıca Bodrum’da hem konaklama hem de diğer ihtiyaçlarımız için ödememiz gereken para sezonun açık olduğu tarihlerde rakam olarak bizi zorlayabilirdi.Nitekim tam da düşündüğümüz gibi oldu.Bodruma ulaştığımızda 2 gece konaklamayı planlayıp hemen kalacak bir yerler bakmaya başladık.Aradığımız bir çok otelde fiyatlar kişi başı 400 TL’den başlıyordu.Gezdiğimiz yerlerde konaklama için genelde öğretmenevlerini tercih ediyoruz.Bunun sebebi hem temiz hem de diğer otellere göre daha uygun fiyatlı olması.

Lakin Bodrum’da öğretmenevi bile bize kişi başı 220 TL fiyat verdi. Bir aile olarak gecelik ödeyeceğimiz fiyat 480 TL olacaktı.Belki Bodrum için uygun gibi görünebilir ama bizim gibi seferi aileler için daha uygun fiyata bir yer bulmalıydık.Nitekim uzun uğraşlar sonucu tam Bodrum’un merkezinde hemen Bodrum Kalesi’nin dibinde geceliği 200 TL olan denize 100 metre bir pansiyonda oda kiraladık.Öyle aman aman bişey beklemeyin.Bizim için temiz olması,duş ve tuvaletinin olması yeterli.

Yemek kahvaltı falan aramıyoruz.Olsa da yemiyoruz.Çünkü gittiğimiz yerlerde, yerel esnaftan o bölgenin yöresel yemeklerini yemeyi tercih ediyoruz.Bu sayede 2 günlük Bodrum konaklamamızı ayarlayıp gezmeye başladık. Bodrum gezimizin 1.gününde Zeki Müren Müzesi,Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni gezip sonrasında kordon boyunda harika bir yürüyüş yaptık.Akşam yemeğimizi deniz kenarında Bodrum Belediyesi’ne ait olan bir kafeteryada yiyerek otelimize geçtik.Bu arada belediye tesisi olması sebebi ile fiyatlar gayet uygundu.

Denize sıfır bir manzara eşliğinde hem yemeklerinizi yiyip hemde karnınızı doyurabileceğiniz bu mekanı kesinlikle tavsiye ediyorum.İlk gün gittiğimiz iki nokta da Bodrumda kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında.Ertesi gün sabah erkenden kalkarak öncelikle Mindos Kapısı’nı ziyaret ettik.Herhangi bir giriş ücreti olmayan bu yer merkeze oldukça yakın.Gittiğinizde harika bir manzara sizi karşılıyor.Eğer vaktiniz varsa uğrayabileceğiniz bir nokta burası.

Burdan sonraki durağımız Pedasa Antik Kenti… Bodrum Leleg Yürüyüş yolunun bir bölümününde bu bölgeden geçtiğini bilmenizi isterim.Doğa yürüyüşünü seviyorsanız buraya gelmişken hem antik kenti ziyaret edebilir hem de Leleg yolunda yürüyüş yapabilirsiniz. Buraya en az yarım gününüzü ayrımanızı öneririm.O kadar vaktiniz yoksa Bodrum’da görülecekler listesinde bu bölgeyi sona atmanızı zamanınız kalırsa ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum.

Bodrum’da gezerken yorulacaksınız.Bu sebeple hem Bodrum manzarasının tadını çıkartmak hem de dinlenmek için Bodrum Yel Değirmenlerini mutlaka ziyaret edin.Bodrumun tepe noktalarından birinde bulunan bu bölgede hem manzaranın tadını çıkartacak hem de harika fotoğraflar çektireceksiniz.Bir yüzme molası vermek isterseniz Bodrumda bakir kalmış ender yerlerden biri olan Yalıkavak Kral Mezarlarının olduğu bölgeyi öneriyorum.

Burada hem Kral Mezarlarını görebilir aynı zamanda manzaraya karşı biraz soluklanırsınız.Hemen alt kısımda ise Bodrum merkeze göre sizi nispeten daha ıssız ve bakir koylar bekliyor.Bu koylarda mutlaka yüzmelisiniz.Kamp atmayı sevenler için Bodrumda bu bölge çok uygun bir yer.Burdan sonra biz akşam yemeği için Gümüşlik koyuna geçiyoruz.Burada denize girebildiğiniz gibi çok yakınında bulunan üzerinde antik kalıntılarında olduğu Tavşan Adası’na denizden yürüyerek geçebiliyorsunuz.Bunu mutlaka deneyimlemelisiniz.Sonrasında salaş görüntüleri ama muhteşem mezeleri ile yan yana sıralanmış olan balık restoranlarında bir rakı masası ile akşam yemeği keyfini burada mutlaka yaşayın.Alkol kullanmıyorsanız yemeğin ve mezelerin tadını çıkarın.Bodrum gezimizin 3. ve son gününü biz müzelere ayırdık.

Gittiğimiz ilk müze belediyenin Bodrum Deniz Müzesi… Bodrumda mutlaka uğramanız gereken müzelerden biri bence.İçinde  onlarca tarihe tanıklık etmiş teknelerin maketleri ve yüzlerce deniz kabuğu olan bir kolleksiyon var.Bolca müze gezen bir aile olarak gerçekten gittiğimiz en iyi konsept müzelerden biri. Çok iyi düşünülmüş ve hazırlanmış bir müze.

Bodrum Belediyesi’ni tebrik etmek gerek. Sonrasında sahil boyunca yürüyerek eski Osmanlı Tersanesi (Günümüzde sergi salonu olarak kullanılıyor) ve Cafer Paşa Türbesini ziyaret edebilirsiniz. Dönüş yolunda ise dünyanın yedi harikasından biri sayılan Halikarnas Mozalesini görmeyi ihmal etmeyin. Halikarnas Balıkçısının anıt mezarı ve müzesi de ziyaret noktalarınızın arasında olmalı.Halikarnas Balıkçısının anıt mezarının olduğu yerde birde Saldır Şeyhin Türbesi var.

Daha doğrusu sadece başının gömülü olduğu bir mezarı var.Vücudu ise buranın karşsında bulunan Saldır Şeyh Caminin bahçesinde ki türbede.Saldır Şeyh düşmanla vuruşurken başı kılıçla kesilmiş.Kelleyi koltuğunun altına alarak savaşmaya devam eden Saldır Şeyh yaklaşık 2 km giderek şuanda başının gömülü olduğu yere kellesini bırakmış kendiside vücudunun gömülü olduğu yere kadar başsız yürüyebilmiş ve orada yere yığılmış.Bu sebeple iki mezarı bulunuyor.Hikayeye göre Saldır Şeyhin annesi oğlunu emzirirken bir kere abdest almadığını söylemiş.

Eğer abdest alarak oğlunu emzirseymiş eve kadar gelirdi diye yakın çevresine dert yanmış. Bu hikayeyi dinlemek bizim oldukça ilgimizi çekti.Eğer bu bölgeyi ziyaret ederseniz camide ki hocadan rica edip size tüm detayıyla bu hikayeyi anlatmasını isteyebilirsiniz. Biz Bodrum gezimizin yavaş yavaş sonuna geldik.Bodrumda gittiğimiz son nokta Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü oldu.Buraya da mutlaka uğramalısınız.Sokaklarında bolca fotoğaf çektirip bir kaç saat zaman geçirebileceğiniz bir bölge burası.Elbette Bodrumun muhteşem koyları var yüzebileceğiniz.

Ama yazımın başındada dediğim gibi biz bir deniz tatili değil kültür gezisi yapmak istedik.Bodruma sizlerde kültür turu yapmak isterseniz bu noktaları yazıda bahsettiğim sıralamayla rahatça ziyaret ederek 2 günde Bodrumu gezebilirsiniz.Bodrum genel olarak araçlar için park sorunu yaşayabileceğiniz bir yer.Özellikle merkezini araçla gezmeniz mümkün değil.Sokakları çok dar. Burayı gezerken bunu mutlaka göz önünde bulundurun.Ayrıca otopark ücretleride oldukça pahalı…Eğer Bodrum’u gezmeyi göze aldıysanız biraz para harcayacaksınız.Sonuçta Türkiye’nin en turistik ve en pahalı yerlerinden birine gidiyorsunuz…