Prof. Dr. Fatih SATILKöşe Yazıları

Boyacı Bitkiler

Bitkiler, bünyeleri için gerekli olan mineral ve besin maddelerini topraktan kolaylıkla alabilecekleri sistemlerle donatılmıştır.

Bitkiler, bünyeleri için gerekli olan mineral ve besin maddelerini topraktan kolaylıkla alabilecekleri sistemlerle donatılmıştır. Bu alınan elementlerin topraktan alındıktan sonra bir takım biyokimyasal değişimlerden sonra bitkide gerekli olduğu yerlerde ve fonksiyonlarda kullanılır. Bu maddelerin kimisi bitkiyi soğuktan korur, kimisi bitkinin daha sert ve dayanıklı olmasına yarar; kimisi de yara ve hastalıklarına ilaç olur. Tabi bu maddeler sadece bitkiler için mi faydalı? Elbette ki hayır. Bitki içinde üretilen bu maddelerin bazıları da biz insanlar kullanalım diye sayısız faydalar için depolanmıştır. İşte depolanan bu faydalı maddelerden biri de doğal boyar maddelerdir. Bitkilerin çoğu az ya da çok oranda boyarmadde içerir.

Boyacı Bitkiler

Renk maddelerince zengin olan ve bu nedenle doğal boyamacılıkta kullanılan bitkilere «boya bitkileri» adı verilir. Gerçekte her bitkinin kök, sap, kabuk, yaprak, çiçek ve meyve gibi organları potansiyel doğal boyarmadde kaynağıdır. Bu tür bitkiler geçmiş yüzyıllarda da boya amaçlı özel olarak yetiştirilmiş ve ülkeler arasında önemli bir alışveriş metaryeli olmuştur.

İlgili Makaleler

Anadolu’da pek çok bitkinin köklerinden boya kaynağı olarak faydalanıldığı için, boya bitkilerine genel olarak «kökboya» denir. Bitkilerden en fazla sarı ve tonları elde edilmektedir.  Bunu, kahverengi, mavi-mor ve kırmızı renk tonları takip etmektedir. Boyacı bitkiler arasında; Kökboya, Civanperçemi, Kantaron (sarı/kırmızı), Boyacı papatyası, Defne, Ceviz kabuğu, Meşe palamudu, Havacıva, Nar, Liken, Mazı sayılabilir.

Boyacılıkta kırmızı elde etmekte kullanılan en önemli bitki kökboyadır. Latince adı Rubia tinctorum olan kökboya bitkisinin köklerinin kurutulduktan sonra dövülmesiyle elde edilen boya suda kırmızı, çeşitli karışımlarla karıştırıldığında da farklı renkler verir. Kökboya boyacılık tarihinde tüm dünyada Türk Kırmızısı, Edirne Kırmızısı ve Alizari adlarıyla da meşhur olmuştur.

Bir diğer boyacı bitki Çivitotu (Isatis tinctoria)’dur. Eskiden bu bitki, rendelenip uzun bir fermantasyon süreci sonunda mavinin çeşitli tonlarını sağlamakta kullanılırdı.

Bir başka meşhur boya bitkisi İndigo ağacı (Indigofera tinctoria)’dır. Hindistanda yaygın olan bu bitkiden elde edilen indigo boyasının yaygınlaşmasıyla çivitotu kullanımı da sona ermiştir. İndigo’dan önce Anadolu’da da çivitotu kullanılıyordu.

Günümüzde artık birçok sentetik boyanın sağlık açısından tehlikeli olduğu bilinmektedir. Bazı sentetik boyar maddelerin çevreye zararlı etkilerinin yanı sıra, insanlarda alerjiye de neden olduğu saptandığından son yıllarda doğal boyalara olan ilgi daha da artmıştır. Bu nedenle endüstride ekolojik olarak çevre dostu ürünler arayışına girilmiştir. Bu kapsamda yeniden kökboya ve benzeri doğal boya bitkileri kullanmak ve üretimine geçmek gerekiyor.

Âlemlerin Rabbi olan Allah, doğada yarattığı her biri farklı renklere, kokulara ve tatlara sahip olan bitkilerle ve bunlara yüklediği çeşitli faydalı işlerle bize kendisini tanıtmaktadır. Şu zeminin yüzünde serpilen rengârenk bitkilere dikkatle bakan bir kişi, her biri üstünde Yüce Yaratıcının mührünü görecektir. Bu konu ile ilgili olarak Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Yeryüzünde rengârenk şeyleri de sizin için yaratmıştır. Bunda da öğüt alan bir topluluk için ibret vardır.” (Nahl: 13)

Kur’an’da Neden Zeytin Üzerine Yemin Ediliyor?

Prof. Dr. Fatih Satıl

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu