DÜNDEN BUGÜNE GAZETE…
Türk edebiyatında gazete, Batı’yla ilişkilerin güçlendiği Tanzimat dönemiyle birlikte başlamıştır. Tanzimatçılar, halkı aydınlatmak ve onlara yol göstermek amacıyla gazete çıkarmışlardır. Gazetelerin yayımlanmaya başlaması makale, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerin edebiyatımıza girmesinin önünü açmıştır.
Tanzimat sanatçıları, bu halkı eğitebilmek ve halka yeni oluşturulan bu edebiyatı tanıtabilmek için onlara ulaşabilecekleri en kısa yol olan “gazeteyi” kullanmışlardır.
Tanzimat edebiyatının oluşmasında önemli bir yere sahip olan Ali Suavi gazetenin önemini: “Anlıyor musunuz, gazete ne güzel mekteptir ve orada okuyanlar nasıl da uyanıyorlar!” sözleriyle açıklamıştır.
İlk sayısı 21 Ekim 1860’ta çıkan ve ilk özel gazete olarak nitelenenTercüman-ı Ahval, bu koşullar altında yayımlanıyordu.
İlk özel gazeteydi ama, ilk gazete değildi. Türkiye’de ilk gazeteleri (Bulletin de Nouvelles, 1795; Gazette Française de Constantinople, 1796) Fransızlaryayımlamışlar; ilk Türkçe gazeteyi Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa 1828’de çıkarttırmış (Vakayi-i Mısriye, Türkçe-Arapça); İstanbul’da ilk Türkçe gazete II. Mahmud’un buyruğuyla ve resmî nitelikli olarak yayına girmiş (Takvim-i Vakayi, 1831; Fransızca, Ermenice, Rumca, Farsça, Arapça nüshaları da vardı); İngiliz asıllı William N. Churchill 31 Temmuz 1840’ta Ceride-i Havadis’i çıkarmaya başlamış ama 150’den fazla okur bulamadığı için gazetesinin yayınını durdurmak zorunda kalmış, bunun üzerine kendisine devlet yardımı yapılmış ve Ceride-i Havadis yarı resmî bir gazete kimliğine bürünmüştü.
Tercüman-ı Ahval’in yayıncısı Agah Efendi (1832-1885), ailesi dolayısıyla“Çapanzade” diye anılıyordu. Daha önce birtakım devlet görevlerinde bulunmuştu. Gazeteyi çıkarmadan önceki görevi Hersek Meclisi geçici reisliğiydi. Mart 1860’ta Maarif-i Umümiye Nezareti’ne (Eğitim Bakanlığı) dilekçeyle başvurarak gazete çıkarma izni verilmesini istemiş; Meclis-i Maarif bu başvuruyu görüşmüş ve bir “mazbata” (rapor) hazırlamıştı. Bunda, Agah Efendi’nin “Ceride-i Havadis şeklinde bir şey çıkarmak” istediğinin anlaşıldığı, Osmanlı Devleti bendelerinden böyle bir zatın bunu bastırıp yayımlamaya heves göstermesinin övgüye değer bulunduğu, gelir ve giderleri kendisine ait olmak, nizama uygun hareket etmek üzere basılmasına hoşnutluk duyularak, ruhsat verilmesinin uygun bulunduğu belirtiliyordu.