GündemKöşe Yazıları

İstanbul’un Fethi

Bismillâhihirrahmanirrahim

“Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik.”Fetih, 1

“Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir.”Fetih, 2

“Ve sana Allah, şanlı bir zaferle yardım eder.”Fetih, 3

“İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır.”Fetih, 4

“Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.”Fetih, 5

İslam tarihinde müslümanların İstanbul’u feth etme istekleri Peygamberimiz Efendimiz sav’ in “Kostantiniye elbet feth edilecektir.O “nu feth eden komutan ne güzel komutan ve onu feth eden asker ne güzel asker dir”  sözünde övdüğü asker ve komutan olmak için Sahabe-i Kiram döneminde başlamıştı.Miladi 672 yılında Hz. Muhammed Efendimiz sav’in  mihmandarı Ebu Eyyub el- Ensari ra ile başlayan İstanbul’u feth etme isteği, nihayet Fatih Sultan Mehmed Han ve askerlerine nasip olmuştur.

Bazı eserlerde Emeviler ve Abbasiler’in İstanbul’a beş sefer düzenledikleri nakledilmektedir. Selçuklu ve Osmanlılar dönemin de ise İstanbul’a en az yedi sefer düzenlendiği ifade edilir.

1453 yılında, Padişah Fatih Sultan Mehmet, hocası Akşemsettin’in de teşvikiyle İstanbul’a bir saldırı düzenlemeye karar verdi. Fatih ilk olarak Boğaziçi’nde Rumeli Hisarı’nı inşa etti.  Edirne’de döktürdüğü balyemez adlı özel toplarla hazırlıklar yapıldı. 6 Nisan 1453 günü, Osmanlı ordusu Bizans surları önüne geldi. Bizans askerleri Haliç’i zincirle kapatarak Osmanlı Ordusu’nun şehre denizden girmesini önledi. 11 Nisan günü Osmanlı mücahidlerinin top ateşi başladı. Yaklaşık yirmi gün süren top ateşinden kesin bir sonuç alınamadı. Fatih kuşatmanın denizden de yapılmasını kararlaştırınca bir gece yetmiş parça gemiyi karadan yürüterek Haliç’e indirdi.

Bizans ahalisi özelikle kilise papazları ve zenginler   ahlaki bakımdan tamamen çökmüştü. Dini mezheplerine çok aşırı bağlı olan Bizanslılar imparatora kızgınlıklarından İstanbul sokaklarında Türk sarığı görmeyi kardinal şapkası görmeye tercih ettiklerini konuşmaya başlamışlardı. Hal böyle olunca İstanbul’u savunmak doğudaki ticari menfaatlerini kaybetme korkusu içinde olan Latinlere kalmıştı.

İstanbul’un   Türklerin eline gececeğini anlayan yerli halk kadın ve erkekler, rahip ve rahibeler Ayasofya’ya sığınmışlardı. Askerler 29 mayıs 1453 Salı günü şehri teslim almışlardı.

Fatih Sultan Han atından inerek yaya olarak kiliseye girmiş ve içeride şükür secdesine kapanmış, iki rekat namaz kılmış, ilk ezanın da o anda okunduğu anlatılmaktadır. Osmanlı askerlerinde gelenek olarak devam eden hadise ordu şehre girince  burçlara bayrak çekilirken surların üstünde ezan sesleri yükselir ve şehrin en büyük kilisesi hemen camiye çevririlir ve ilk cuma namazı bu cami de kılınırdı.İşte Fatih Ayasofya’yı camiye çevirmiş ve ilk Cuma namazını da Ayasofya da kılmıştır. Solakzade’nin anlattığına göre cuma namazından önce mihrab, minber ve mahfil yapılmış, duvarlarda bulunan resimler ve şekiller kaldırılmıştır. Cuma namazını Akşemseddin Hazretleri kıldırmıştır. Hutbeyi Fatih Sultan Mehmet Han adına  hocası Akşemseddin Hazretleri  okumuştur.

Fatih fetihten sonra şehirde dolaşırken şehrin bakımsızlığını görünce Şair Sadi’ye ait olan şu mısrayı söylediği rivayet edilmektedir.

 

Perde-dârî mî küned der tâk-ı kisrâ ankebût

Bûm-i nevbet mî zened der kal’a-ı Efrâsiyâb

Anlamı: Örümcek Kisrâ’nın penceresinde perdedarlık yapıyor- Baykuş Efrasiyab’ın kalesinde nöbet bekliyor.

Hemen şehri imar çalışmalarına başlanmış kısa zamanda yüzden fazla cami ve medrese “okul” açılmıştır.

Rabbimiz bizlere Fatih Sultan Muhammed Han’ın şuur ve ihlasını nasip eylesin…

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu