Köşe Yazıları

KÖRDÜĞÜM GİBİ SEVMEK

Yaratılışı gereği sosyal bir varlık olan insan için toplumsal hayat ne kadar önemli ve gerekli ise, toplum için de o toplumun çekirdeğini oluşturan, aile kurumu o kadar önemli ve hayati öneme sahiptir. Aile, bu niteliğiyle toplumlarda kültürel kimliğin, insani değerlerin ve tarihi sürekliliğin koruyucusu ve aktarıcısı olan bir kurumdur. Aile Toplumun Çekirdeğidir. Aileler birleşerek toplumu meydana getirir.

Aile; kan bağlılığı, evlilik ve diğer yasal yollardan, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan bir birimdir. Aile, toplumsal değişmelere olabildiğince açık bir kurumdur. Evlilik; “tam ve sürekli bir hayat ortaklığı kurmak üzere, cinsiyetleri ayrı iki kişinin hukuken makbul ve geçerli bir şekilde birleşmesi” olarak tanımlanabilir. Aile ne kadar önemli birim ise evlilik te o kadar önemli ve saygıdeğer bir  olgudur.

Kadın ve erkek birbirini tamamlayan bir bütünün iki parçası gibidirler. Yüce Allah; “…kadınlar sizin elbiseniz, örtünüz; siz de onların elbisesi, örtüsüsünüz… ” ( Bakara Suresi, 187 ) ayeti ile elbisenin ayıpları örttüğü, soğuk ve sıcaktan insanları koruduğu gibi, kadın ve erkeğin de birbirlerinin ayıplarını örten, eksiklerini gideren ve dış tesirlerden koruyan bir elbise gibi olmaları istenmiştir. Evlilik, yeni dikilmiş bir fidana benzer. Özenle bakılması gerekir. Aksi takdirde belli bir zaman sonra kuruyabilir.

Hz. Ai­şe an­ne­miz, bir gün Hz.Pey­gam­be­r Efendimize her ka­dı­nın za­man za­man eşi­ne sor­du­ğu şu so­ru­yu so­rar:

-Ey Al­la­h’­ın Re­su­lü, be­ni se­vi­yor mu­sun?

Al­lah Resulü;

– Evet Ya Ai­şe, el­bet­te se­ni se­vi­yo­rum! der.

Bu ce­vap üzerine Ai­şe An­ne­mi­z Allah Resulünün ne kadar sevdiğini merak ettiğinden tekrar so­rar:
– Be­ni ne ka­dar se­vi­yor­sun Ya Re­su­lal­lah?

-Efendimiz, kör­dü­ğüm gi­bi der.

Hz Ai­şe An­ne­miz al­dı­ğı bu ce­vap kar­şı­sın­da son derece mem­nun olur. O, bu mem­nu­ni­ye­ti­ni tekrar yaşamak adına zaman za­man efen­di­mi­ze:

“- Ey Al­la­h’­ın Re­su­lü kör­dü­ğüm ne âlemde?” diye sorduğunda Al­lah Resulü de her de­fa­sın­da Ai­şe annemizi memnun edecek şu cevabı verir;

İlk gün­kü gi­bi Ya Ai­şe.

Evlik Ağacı diye bir hikâye vardır. Belki çoğunuzun bildiği ve duyduğu bir hikayedir bu. Son derece severek evlenen yeni evli bir çift; evlenmeden önce sık sık birbirlerini çok sevdiklerine dair ne kadar da dil dökmüşlerdi. Ama şimdilerde, küçük bir söz, ufak bir olay, aralarında orta çaplı bir kavganın çıkmasına yetiyordu. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlamışlardı. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi.

Nihayet bir akşam oturup, ilişkilerini bir daha gözden geçirmeye karar verirler. Her ikisi de boşanmayı istememekle birlikte, işlerin böyle gitmeyeceğinin de farkındaydılar.

Erkek: “Aklıma bir fikir geldi” der. “bahçeye bir ağaç dikelim ve bu ağaç üç ay içinde kurursa ayrılalım. Şayet kurumazsa bu ayrılma fikrini bir daha aklımızdan geçirmeyelim” der. Bu ilginç fikir eşinin de hoşuna gider. Ertesi gün bir meyve fidanı alıp birlikte bahçeye dikerler. Aradan bir ay geçmişti ki, bir gece ansızın her ikisi de ellerinde içi su dolu bir bidonla bahçede karşılaşırlar. Demek ki her ikisi de bu fidanın kurumaması için ağaca su veriyorlarmış.

İşte bu karşılaşma ile hem ağacı hem de evliliklerini kurutmaktan kurtarmışlar. Ve bir daha da o olumsuz kelimeyi ne kullanmış ve ne de akıllarına getirmişler.

Hepimizin sevgisinin kördüğüm gibi olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu