Köşe Yazıları

Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü

İnsan faaliyetleri yüzünden türlerin ve doğal yaşam ortamlarının git gide azaldığı günümüzde biyolojik çeşitliliğin önemine dikkat çekmek için her yıl 22 Mayıs, Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü olarak kutlanıyor. Biyolojik çeşitlilik kısaca; bir bölgede var olan tür, gen ve ekosistem çeşitliliği olarak tanımlanır. Yeryüzünde yaklaşık 1.750.000 canlı çeşidi bulunmaktadır. Ancak bilim insanlarının tahminlerine göre bu sayı çok daha fazla, yani 3 ile 100 milyon arasında. Biyoçeşitlilik açısında Türkiye dünyada önemli bir yere sahip. Ülkemizde 11 bin bitki türü, 161 memeli hayvan, 460’ü aşkın kuş türü, 141 kadar sürüngen, 236 tür tatlı su balığı ve 480’e varan deniz balık türü bulunuyor.

Sürdürülebilir bir dünya ve sürdürülebilir yaşam için en değerli hazinemiz olan bu zenginliği korumak zorundayız. Eğer, bu hazineyi koruyup gelecek nesillere aktarmayı başaramazsak kendi sonumuzu da hazırlamış olacağız. Biyolojik çeşitlilik, insanoğlunun ekonomik ve sosyal hayatının devamlılığı için gerekli olan hizmetleri sağlıyor. Biyolojik çeşitlilik doğal dengenin korunmasında rol oynadığı gibi aynı zamanda, tozlaşma, toprak verimliliği, gıda, yakıt ve ilaç üretimi gibi birçok ekosistem hizmetleri için de önemli bir kaynak oluşturuyor.

Köşe Fati̇h Satil 1

İlgili Makaleler

Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesinin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen gezegenimizin güvenliği ve devamlılığı için en önemli koşullardan biri olan biyolojik çeşitliliğimizin korunmasında maalesef önemli bir yol kat edemedik. Dünyamız ne yazık ki derin bir ekolojik çöküş ile karşı karşıya. İnsanlar tarafından ekosistemlerin tahrip edilmesi, canlıların yok edilmesi ve doğal varlıkların acımasızca tüketilmesi yeryüzünde büyük felaketlere yol açıyor. Ve sonuçta işin ucu kendisine ve gelecek nesillere dokunuyor. İşte son yaşadığımız virüs salgını bu durumun acı bir örneği. İnsanların biyoçeşitliliği yok eden etkinlikleri nedeniyle Covid-19 benzeri hastalıklar ve felaketler meydana çıkıyor. İşin gerçeği şu ki insan yok ederken, yok oluyor!

WWF’in 2 yılda bir hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu’na göre; “son 50 yıl içinde karasal türlerin popülasyonlarında yüzde 38, deniz türlerinin popülasyonlarında yüzde 36 azalma olurken, en fazla kayıp yüzde 81 ile sulak alanlarda yaşandı. Ancak bu gidişatı tersine çevirmek için hala fırsat kaçmış değil. Tür koruma programlarıyla birlikte korunan alanların hızla genişletilmesi ve güçlendirilmesi ve doğal kaynak kullanan bütün sektörlerin (enerji, inşaat, üretim, vs), çalışmalarında biyoçeşitliliği dikkate alması gerekiyor.”

Biyoçeşitlilikte farkındalığı artırmalı ve toplumsal bilincimizi yükseltmeliyiz. Bu vesileyle tüm doğa sever dostlarımın geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen 22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü’nü kutluyorum. Sözlerimi Biyolojik Çeşitlilik Günü’nün bu yıl ki teması olan şu cümle ile bitirmek istiyorum: “Çözümlerimiz Doğadadır”.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu