Prof. Dr. Fatih SATIL

Manavlarda Değil Eczanelerde Satılması Gereken Doğal Bir İlaç: “Portakal”

İnsanı rahatlatan parlak turuncu rengiyle, mutluluk hissi veren kokusuyla ve şifa kaynağı olma özelliğiyle mucizevi bir meyvedir portakal.

Özellikle kasım, aralık ve ocak aylarının vazgeçilmez meyvesi olan portakal, başta C vitamini olmak üzere, A, B, D ve E vitaminlerini de içerir. Ortalama 70-90 kalori içermesinin yanında yüksek oranda şeker içeriğine de sahiptir.

İnsanların bağışıklık sistemini güçlendirmelerine yardımcı olacak vitaminlerce zengin olan portakal meyvesinin kış aylarında insanların istifadesine sunulması da Yüce Allah’ın insanlara olan rahmetinin bir göstergesidir.

Her ne kadar portakalın bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı ve gripe karşı koruyucu özelliği öne çıksa da portakalın yararları saymakla bitmez: Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre günde 1 bardak portakal suyu içmenin felç ve kalp krizi riskini yüzde 25 azalttığını ortaya koymuştur. Bu araştırmada, narenciye ürünlerindeki bu mucizenin kaynağının potasyum, folik asit ve lif gibi maddeler olduğu tespit edilmiştir.

Portakal, insan sağlığı için çok önemli olan folik asit (folat) ve karotenler açısından da zengindir. Folik asit yetersizliği, özellikle hamile bayanlar, prematüre bebekler ve yaşlılarda yaygın görülen bir problemdir. Bir bardak portakal suyu, günlük folat ihtiyacının tamamını karşılayabilmektedir.

Portakalda bulunan karotenler, vücudumuzda kanserin oluşmasına neden olan serbest radikallere karşı da etkili bir antioksidandır.

Portakalın Kabuğu da Şifa Kaynağı

Portakal ve mandalina kabuğunun sayısız faydası bulunmaktadır: Yalnızca hepatit ve kanser değil, egzema, sedef, romatizma, gastrit, faranjit ve birçok kronik hastalıkta portakal kabuğundaki esansiyel yağ, kuvvetli antioksidan ve yangı giderici etkileriyle sayısız faydalar sağlamaktadır. Ayrıca, kabuktaki C vitamini meyvedekinden çok daha fazladır.

Meyve ve sebzelerde değişen dozlarda bulunan Flavonoidler; metabolik faaliyetler sonucu oluşan ve vücut için zararlı sayılan serbest radikalleri etkisiz hale getiren mucizevi antioksidan moleküllerdir.

Portakal kabuğunda 27 çeşit flavonoid tespit edilmiştir. Bilimsel çalışmalar, portakal kabuğundaki Tangeretin adlı flavonoidin hem kanser hücrelerinin çoğalmasını durdurduğunu hem de diğer dokulara yayılımını engellediğini ortaya koymuştur.

Özellikle portakalda ve kabuğunda bulunan pektin, kandaki kolesterol seviyesini çok önemli ölçüde (%30) düşürdüğü, LDL:HDL oranını %31 oranında azalttığı, atardamar plağını %85 ve damar daralmasını da yine %85 oranında azalttığı bulunmuştur. Pektinin kalın barsak kanserine karşı da koruyucu etkisi olmakla birlikte yüksek lif içeriği ile sindirimi düzenler, bağırsaklara fayda sağlar.

Ancak şunu da unutmamalıdır, gastrit ve ülser gibi mide rahatsızlığı olan kişiler çok fazla portakal tüketmemelidir. Çükü mide asidini arttırır ve midenin yanmasına, mide ekşimesine sebep olur.

Portakalı bizim için özel olarak dilimleyip paketleyen kim?

Rabbimiz kabuğuyla portakalı ne güzel muhafaza etmiş. Ta ki kulları temiz ve taze bir şekilde yiyebilsin. Ayrıca, sonsuz hikmet sahibi Allah, portakalda küçük dilimler oluşturarak insanlara kolaylık sağlamış. Düşünsenize, bir bütün halinde olsaydı bu kadar sulu bir meyveyi yemek insan için ne kadar zor olurdu. İnce bir zarla çevrili 10-14 dilimden oluşan bu kusursuz ve son derece estetik tasarım, üstün ilim sahibi Allah’ın yaratılış delillerindendir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu