Ender GÖKMEN

Savaşlardan ve Felaketlerden Daha Ölümcül

Hava, toprak ve su kirliliği gibi doğal alanların kirlenmesi her yıl savaşlardan ve felaketlerden daha fazla insanın hayatını kaybetmesine yol açıyor. Hayatını erken kaybedenlerin sayısı AIDS, tüberküloz ve sıtmadan hayatını kaybedenlerin sayısının toplamından daha fazla.

1823’den beridir bağımsız ve uluslararası bir tıbbi akademik yayın olan The Lancet üzerinden yayınlanan, 2015 yılında her altı erken ölümden birinin, yani yaklaşık 9 milyon kişinin, kirlenmeye maruz kalmaktan hayatını kaybetmiş olabileceğini öne sürüyor. Kirlilikten dolayı kaynaklanan ölümler, hastalıklar ve sosyal kayıpların her yıl 4,6 trilyon dolar civarında olduğu belirtiliyor. Bu küresel ekonominin yaklaşık %6,2’lik bir bölümünü oluşturuyor.

Araştırma 2015 yılında yaklaşık 9 milyon kişinin hayatını, çevre kirliliği yüzünden kaybettiğini belirtiyor. Can kayıplarının en büyük nedenlerinden biri olan hava kirliliği, her yıl 6,5 milyon kişinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Hava kirliliğinden sonra su kirliliği, parazitli hastalıklar ve bağırsak hastalıklarına yol açarak 1,8 milyon kişinin can kaybına sebebiyet veriyor. Çevre kirliliğinden hayatını kaybeden kişi sayısı 2,5 milyon kişi ile en fazla Hindistan’da, daha sonra ise 1,8 milyon kişi ile Çin’de.

Türkiye için yapılan araştırmalar, 2016 yılında sadece İstanbul’da 150.000 kişinin, hava kirliliğine bağlı gelişen bir hastalık nedeniyle sağlık kurumuna başvurduğunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerine göre bu kişiler için 9 milyon TL kaynak harcadığını gösteriyor. Türkiye’de bir yılda hava kirliliği sebebiyle yaşamını kaybeden insan sayısı ise 29 bin kişi. Bu oran trafik kazalarından yaşamını kaybeden insan sayısının 6 katına denk geliyor.

Yayınlanan rapor da aynı şekilde küresel çevre kirliliği yüzünden hayatını kaybedenlerin, küresel trafik kazalarından hayatını kaybedenlerin neredeyse 6 katı olduğunu belirtiyor. Rapor aynı zamanda bu rakamın, sigara nedeni ile hayatını kaybedenlerin 1,5 katı, AIDS, tüberküloz ve sıtmadan hayatını kaybedenlerin sayısının ise 3 katından fazla olduğunu gösteriyor.

Çevre kirliliğinden en çok etkilenenler ise küresel nüfusun en yoksul kesimleri. Neredeyse tüm çevre kirliliği ile ilgili can kayıpları, %92 oranında düşük ya da orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. O yüzden buralara yapılacak altyapı yatırımlarının ve çevre koruma ile ilgili yasal değişikliklerin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Nisan ayında Dünya Bankası, her türlü çevre kirliliğinin ortadan kaldırılmasının küresel bir önceliğe sahip olduğunu açıkladı. Aralık ayında ise Birleşmiş Milletler, ilk defa çevre kirliliği üzerine bir konferans düzenleyecek.

Dünya Bankası için bu konuyu araştıran Ernesto Sanchez-Triana, çevre kirliliği ve yoksulluk arasındaki bağın oldukça açık olduğunu belirterek; kirliliği kontrol etmenin, aynı zamanda iklim değişikliği ve yetersiz beslenme gibi problemlerin önüne geçeceğini öne sürdü.

Kaynak:  The Lancet Economic Times 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu