Köşe YazılarıProf. Dr. Fatih SATIL

İçimizdeki Doğa: MİKROBİYOTA

Sindirim sistemimizde, özellikle de bağırsaklarımızda yaşayan yaklaşık beş yüz çeşit, rakamsal olarak da yüz trilyondan fazla minik canlıların olduğundan haberdar mıyız? Tıpkı dışımızdaki doğada olduğu gibi içimizdeki doğada da sayısız canlı var. İşte bilim adamları içimizdeki bu doğaya kısaca “mikrobiyota” adı veriyor.
Trilyonlarca minik canlıyı muazzam bir denge durumunda içinde barındırma yeteneği ile bağırsaklardaki doğal ortamın, yani “mikrobiyota”nın Amazon yağmur ormanlarından farkı yok. Burada da, tıpkı toplumsal yaşam ve doğada olduğu gibi; iyiler, kötüler, faydalılar ve zararlılar var. Farklı işler yapan, farklı görevler üstlenen, farklı faydalar ve zararlar verebilen bakteriler, mantarlar ve başka canlılar bağırsaklarımızda anlaşılması güç olarak bir barış ve denge içinde yaşamlarını sürdürüyorlar. İşin enteresan yanı onlar da -tıpkı dışımızda olan doğa gibi- hayatta kalabilmek için birbirlerine ve bize göbekten bağlılar.
Son zamanlarda gerek medyadan gerek se diyetisyenlerden oldukça sık duyduğumuz “Probiyotik bakteriler” bağırsaklardaki işte bu faydalı mikroplar. Bunlar kötü mikroplarla ciddi bir savaş içindedirler. Sayılarının artması lehimize, azalması ise aleyhimize bir gelişmedir.
Bu canlılar bağırsaklarımızda hem kendi yaşamlarını sürdürüyor hem de bizim sağlığımıza hizmet ediyorlar. Bu canlılar, içimizde kurdukları muazzam doğal denge ile bizi pek çok hastalıktan koruma görevi ile vazifelendirilmişler. O nedenle, vücudumuzu paylaştığımız bu mikroorganizmaları sağlıklı beslenme ile destekleyerek sağlığımızı koruyabiliriz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu