Köşe Yazıları

İLİM KENDİNİ BİLMEKTİR

Yunus Emre; “İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin. Ya nice okumaktır” diyor. Hacı Bayrâm-ı Velî de; “Bayram özünü bildi. Bileni anda buldu. Bulan ol kendi oldu. Sen seni bil sen seni” diyerek insanın kendisini bilmesinin önemine işaret ediyor.

İnsan, yaratılış itibarıyla bilmeye, kendisine gizli görünenleri öğrenmeye meraklı bir yapıya sahiptir. Yaşanan yıllarla/zamanla ilgisi yoktur bilginin. Hz. Muhammet “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” Buyurmuş. Bu yüzden okumanın/öğrenmenin yaşı yoktur denmiştir. Bilmenin, öğrenmenin bir kuralı, bir hedefi olmalı. İnsanlığa faydası olmayan bilgiden yani faydasız ilimden sakınmak gerek. Hz. Muhammet’in bu minvalde bir duası vardır: “ Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.”

Edebiyatımızın önde gelen şairlerinden şair Nâbî, kendi çocuğunun şahsında bütün gençlere, insanlara bilginin önemi ile ilgili şöyle bir mesaj veriyor:

İlgili Makaleler

Cehldir âdeme zindân-ı belâ Ki düşenler göremez rûy-ı rehâ.”

(İnsanı belâ zindanına kapatan şey cehalettir, öyle bir zindana düşenler kurtuluş yüzünü göremezler.)

Anadolu’da kendini bilmeye adam olma derler. Bir adam oğluna: “Sen adam olamazsın!” demiş. Aradan epey yıl geçmiş. Bir gün evlat, babasını huzuruna çağırmış: “Bak, sen bana adam olamazsın demiştin; ama ben mevki sahibi oldum.” demiş. Baba da içini çekmiş: “Ah evladım ben sana mevki sahibi olamazsın demedim; adam olamazsın demiştim. Eğer adam olsaydın babanı ayağına getirtmez, gelir elimi öperdin.” demiş. Kendini bilmek, bir bakıma nüktede vurgulanmak istenen düşüncedir; yani adam olmaktır.

Kendimizi bilmek ve tanımak hayatımızın en önemli görev ve sorumluluğudur. Bunun için kendimize “Ben kimim” sorusunu sormamız ve cevabını bulmamız gerekmektedir. İnsanın kendini bilme arayışı, Yaratıcısına söz verdiği Kalû Belâ’ya dayanıyor. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna “Evet Rabbimizsin” diye cevap verdik. Kendini bilmek işte bu cevabı hiç unutmamaktır.

Kendini bilmek, insanın niçin yaratıldığının şuuruna varması, dünyaya niçin geldiğini düşünmesi, hayatın maksadını anlaması, gideceği/döneceği yeri bilmesi demektir. Kendini bilen kalp kırmaz, insanlara faydalı olmak için elinden geleni yapar. İnsanlığın zararına olan davranışlardan kaçınır. Kendini bilen başkalarının haklarını çiğneyerek sokakta maskesiz dolaşmaz. Kendisini uyaran görevlilerle lüzumsuz münakaşaya girmez. Birde hem suçlu, hem güçlü olmaya çalışmaz. Kendini bilen konuşmasını susmasını, oturmasını kalkmasını bilir.

Kültürümüzde “Nefsini ( kendini ) bilen, Rabbini bilir” diye meşhur bir söz vardır. Bu sözü bazıları hadis olarak naklederler. Hadis âlimlerinin büyük çoğunluğu sözün hadis olmadığını söylerler. Hadis olmasa da hikmetli bir sözdür. Kendini bilmek, eserden müessire, sanattan sanatkâra ulaşarak kâinatta hüküm süren kânunların sahibini tanımaktır. O’nun kudret ve azametini idrak edebilmektir. Bunun neticesi de, O’nun rızasını kazanmak için gayret etmektir.

İnsanlığın temel problemlerinden birisi kendisini bilememesidir. İnsanın kendi mahiyeti üzerinde düşünerek kendi varlığı, hayatının anlamı ve gayesi hakkında sorular sorup cevap araması kendisi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlar ve bu bilgi onu Allah’a götürür. Dolayısıyla insan Allah’ı tanıdıkça kendisini, kendisini tanıdıkça da Allah’ı daha iyi tanımış olur. Özetle insan olabilmenin sırrı kendini bilmektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu