Prof. Dr. Fatih SATIL

Kulağı ezanda olan çiçek: “EZAN ÇİÇEĞİ”

Halk arasında “ezan çiçeği” olarak bilinen ve Küpeçiçeğigiller familyasına ait olan bitkinin bilimsel adı: Oenothera biennis‘dir.   Bu bitkinin büyük ve sarı çiçekleri, kısa ömürlü olup, yazdan sonbahar ortalarına kadar görülür ve yalnızca ikindi vakti başlayarak ay ışığı altında açar.

Ezan çiçeğinin bir günlük saltanatı: Ezan çiçekleri, güneş battığı anda aniden açmaya başlayarak izleyenlere etkileyici bir gösteri sunar. Ertesi gün, bir önceki gün açmış olan çiçekler kapanır ve aynı çiçek bir daha açmaz. Yani bu çiçeklerin ömrü bir gündür. Çiçek aslında güneşin batışı ve doğuşunu takip eder. Yani, işin sırrı gün ışığındadır. Akşam ezanı tam güneşin batış saatine denk geldiğinden, ezan okunduğu sırada aniden çiçek açan bu çiçeğe, halk ezan çiçeği adını vermiştir. Yoksa ezan olmayan (duyulmayan) yerlerde de bu çiçekler açar.

Elbette bu olayın bilimsel bir açıklaması var: Canlılar çevreden gelen uyarılara cevap verme kabiliyetinde yaratılmışlarıdır. Her canlının bu çevre faktörlerine karşı cevabı farklıdır. Bitkilerin tepki verdiği çevre faktörlerinden birisi de ışıktır. Birçok bitkinin çiçek açması ışığa bağlıdır. Kimi ışık varken açar, kimi de akşam olunca açar. Ezan çiçeği hava kararmaya başladığında açar ve gece boyunca açık kalır. Çiçeğin açılma zamanı akşam vaktine denk geldiği için halk arasında ezan çiçeği olarak bilinmektedir.

Peki, bu çiçekler normal çiçeklerin aksine neden akşam açıyorlar. Aslında bu bitkiler, tozlaşma ve çiftleşme davranışından ötürü akşam saatlerinde açar. Bu çiçekler, ancak akşam saatlerinde ortaya çıkan ve bu çiçeğin nektarlarını görebilecek ultraviyole duyargalara sahip olan güve cinsi kelebeklerin ortaya çıktığı zamanlarda açarlar. Çünkü bu kelebeklerin beslenmesi için gerekli olan nektarlar bu çiçeklerde bulunmaktadır. Aynı şekilde bu çiçeklerin tozlaşması da bu kelebeklere bağlıdır. Rabbim her ikisini de gece buluşturarak hayatlarının devamını sağlamıştır.

Sonuç olarak, bitki ve hayvanların her türlü faaliyetlerinin zamanlamasını belirleyen, dolayısıyla hepsini, bilgisi ve denetimi altında bulunduran birisi vardır. Rabbimiz her yerde yaratılış delillerini bizlere göstermekte ve bunları görerek öğüt alıp düşünmemizi sağlamaktadır. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır: Bitki ve ağaç (O’na) secde etmektedirler. (Rahman Suresi, 6).

Aslında yaratılan her şey, üzerinde gözüken ve onu diğerlerinden ayıran özellikleriyle bize bir şeyler söylüyor. Yeter ki, “bakmak”tan öte “gören” gözlerimiz; ve “işitmek”ten öte “duyan” kulaklarımız olsun. Her varlık, yaratıcısını bize tanıtan mânâlı birer kelime ve  birer mektuptur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu