Prof. Dr. Fatih SATIL

Sofralarımızın Vazgeçilmezi Domates

Yemek yapanlar zaten biliyorlardır, ama yapmıyorsanız bile olur da bir gün heveslenir ve annenizden bir yemek tarifi öğrenmek isterseniz, tariflerin hemen hepsinin aynı şekilde başladığını görürsünüz: “Önce soğanları pembeleşinceye kadar yağda kavur, sonra içine domatesi ekle…” İşte bu yazımızda neredeyse tüm yemeklerin ana malzemesi olan domatesten ve yararlarından bahsedeceğiz.

Sofralarımızın vazgeçilmezi domatesin kalp sağlığı için önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Sonsuz ilim ve hikmet sahibi yüce yaratıcı bizlere domatesin kalp ve damar sağlığı için yararlı olduğunu bildirmek için bu sebzeye bazı işaretler koymuştur. Kan kırmızısı renge boyanmış olan bir domatesi ortadan ikiye kesip bakacak olursanız kalpte olduğu gibi odacıklı bir yapıya sahip olduğu dikkatinizi çekecektir. Tam da bu noktada, bilimsel araştırmaların da domatesin kalp ve damar için faydalı olduğunu ortaya koyması ilginç değil midir?

Domatesin bileşiminde ortalama olarak % 93.8 su, % 4 karbonhidrat, % 1.1 protein, % 0.2 yağ ve % 0.5 anorganik maddeler bulunmaktadır. Bunlara ek olarak domates’te A, B6, B1, C, E vitaminleri ve yüksek miktarda Likopen bulunmaktadır.

Domates içindeki gizli hazine; Likopen

Likopen aslında domatese özgün rengini veren bir renk maddesidir. Yani domatesin cezp edici kırmızı rengi likopen denilen renk maddesinden kaynaklanmaktadır. İlginçtir, insan vücudunda bu madde üretilemez ve bu madde % 85 oranı ile en fazla domateste bulunur. Pembe greyfurt, karpuz ve kuşburnu gibi meyve ve sebzeler de likopen açısından zengindirler.

Likopenin insan vücudunu birçok hastalıklara karşı koruyan ve riskleri azaltan güçlü bir antioksidan olduğu biliniyor.

Yapılan araştırmalarda, düzenli olarak domates ve domatesten yapılmış ürünleri yiyen insanların kalp hastalığına yakalanma riskinin % 26 daha az olduğu tespit edilmiştir. British Journal of Nutrition dergisinde yayımlanan bir araştırmada 11 yıldan fazla domates yiyen insanların kalp hastalıklarına yakalanma riskinin daha az olduğu tespit edilmiştir. Uzmanlara göre domatesin bu özelliği içerdiği antioksidan bileşiklerden kaynaklanmaktadır. Araştırmalar; likopenin antioksidan etkisinin diğer renk maddeleri olan a-karoten ve b-karotenden 2 ila 10 misli daha fazla olduğunu göstermektedir.

Bunlara ek olarak, domates ve ürünlerinin tüketimi LDL oksidasyonunun azalmasına ve kolesterolün düşmesine neden olmaktadır.

Likopen ve kanser

Likopenin insan sağlığı açısından öne çıkan bir diğer özelliği, antioksidan içeriği dolayısıyla kanser oluşumunu azaltmadaki görevidir. Yapılan araştırmalarda, Likopenin özellikle kötü huylu prostat kanserine karşı olumlu cevap verdiği görülmüştür. Düzenli olarak domates ya da domates ürünü tüketimi prostat kanseri riskini belirgin seviyede azaltmaktadır.

Günde en az bir ya da iki domates tüketerek birçok kanser türünden, güneşin zararlı etkilerinden, yaşlanmaktan ve daha birçok hastalıktan korunmayı sağlayabilirsiniz.

Sebze ve meyvelerde şifa verici kimyevî maddelerin bulunması, tabiat sofrasının aynı zamanda bir eczahane olarak da tanzim edildiğini göstermektedir. Sonuç olarak, renkleriyle gözümüze, tadlarıyla dilimize, kokularıyla burnumuza, zarafetleriyle iştihamıza hitap eden vitaminleriyle de bedenimizin imdadına koşan her bir meyve açıkça bize Hikmetli ve Merhametli bir Yaratıcısının varlığını işaret eder.

Dikkat: Domates, bazıları için alerjen olabilir. Özellikle egzama şikâyeti olanlar domatesi ölçülü tüketmelidir, içerdiği bazı etkin maddeler nedeniyle egzamayı tetikleyebilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu