Tâbiîn Okuyordu…
Tâbiîn Okuyordu…
Bismillâhihirrahmanirrahim
“Islâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.” Tevbe, 100
Ashâb-ı kirâmı gören ve onları örnek alan “Tâbiîn” de aynı şekilde Kur’ân-ı Kerîm tilâvetine çok önem verirlerdi. Bir rivayette büyük alim olan İmâm Evzâî şöyle demiştir. “Şöyle denirdi ki , Peygamberimiz sav’in ashâbı ve onları ihsân üzere tâkip eden tâbiîn şu beş şeye ehemmiyet vererek yaşamışlardır.
- Müslümanlar ile beraber olmak,
- Sünnete ittibâ etmek,
- Mescidleri imar etmek,
- Kur’ân-ı Kerîm okumak ve yaşamak
- Allah yolunda cihâd etmek”. (Ebû Nuaym, Hilye, Vİ, 142)
Kur’ân-ı Kerîm, hayatlarının her zerresine sirâyet etmişti. Onlar her şeye Kur’ân-ı Kerîm nuruyla bakar ve her hâdiseyi Kur’ân-ı Kerîm nuru ile görür öyle de yaşarlardı.
Tâbiînden olan Urve bin Zübeyr meşhur bir âlim olması yanında hiçbir siyasî hadiseye karışmaması sebebiyle toplumun her kesiminin takdirini kazanmış ve 87 (706) yılında Medine Valisi Ömer b. Abdülazîz’in fakihlerden kurduğu on kişilik danışma meclisinde yer almıştır. (İbn Sa‘d, V, 245-246)
Bir olay meydana geldiğinde re’yi ile hareket etmeyip hadise müracaatı prensip edinen Urve bin Zübeyr teyzesi Hz. Âişe’den de fıkıh bilgilerini öğrenmiştir. (İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VII, 183)
Urve bin Zübeyr bir rivayete göre hurmaların olgunlaştığı günlerde bahçesinin duvarından bir kapı açardı. Böylece insanlar oradan girip tâze hurma yer ve evlerine götürürlerdi. Kendisi de bahçesine girdiğinde, oradan çıkıncaya kadar devamlı şu âyet-i kerîmeyi okuduğu rivayet edilmektedir,
“Bağına girdiğin vakit «Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır» deseydin ya!»Kehf,39
Başka bir rivayette ise “Urve bin Zübeyr her gün Mushaf’a bakarak Kur’ân’ı Kerim’in dörtte birini okurdu. Daha sonra, bu dörtte birlik kısımla geceyi ihyâ eder, namaz kılardı. Bu virdini hiç terketmedi, sadece kangren olan ayağının kesildiği gece okuyamadı. Lâkin bir sonraki gece bu âdetine tekrar devâm etti.” Denilmiştir . (Beyhakî, Şuab, III, 513/2038. Krş. Zehebî, el-İber., İ, 82)
Âlim olan ve firâset sahibi olanlar genelde sahâbî, Ebû Mûsâ el-Eşʻarî ra’nın, “Rabbimin kelâmına günde en az bir defa bakmamış olmaktan hayâ ederim!” sözüne uymuş ve onunla amel etmeye çalışmışlardır. (Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-usûl, III, 254.)
Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara onlar gibi olmayı nasip eylesin…