Köşe YazılarıHüseyin Yıldırım

Tâbiîn Okuyordu…

Tâbiîn Okuyordu…

Bismillâhihirrahmanirrahim

“Islâm’ı ilk önce kabul eden  muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.” Tevbe, 100

Ashâb-ı kirâmı gören ve onları  örnek alan “Tâbiîn” de aynı şekilde Kur’ân-ı Kerîm  tilâvetine çok önem   verirlerdi. Bir rivayette büyük alim olan  İmâm Evzâî şöyle demiştir. “Şöyle denirdi ki ,  Peygamberimiz  sav’in  ashâbı ve onları ihsân üzere tâkip eden tâbiîn şu beş şeye ehemmiyet vererek yaşamışlardır.

İlgili Makaleler
  1. Müslümanlar ile beraber olmak,
  2. Sünnete ittibâ etmek,
  3. Mescidleri imar etmek,
  4. Kur’ân-ı Kerîm  okumak ve yaşamak
  5. Allah yolunda cihâd etmek”. (Ebû Nuaym, Hilye, Vİ, 142)

Kur’ân-ı Kerîm, hayatlarının her zerresine sirâyet etmişti. Onlar her şeye Kur’ân-ı Kerîm nuruyla bakar ve her hâdiseyi Kur’ân-ı Kerîm nuru  ile görür  öyle de yaşarlardı.

Tâbiînden olan Urve bin Zübeyr    meşhur bir âlim olması yanında hiçbir siyasî hadiseye karışmaması sebebiyle toplumun her kesiminin takdirini kazanmış ve 87 (706) yılında Medine Valisi Ömer b. Abdülazîz’in fakihlerden kurduğu on kişilik danışma meclisinde yer almıştır.  (İbn Sa‘d, V, 245-246)

Bir olay meydana geldiğinde re’yi ile hareket etmeyip hadise müracaatı prensip edinen Urve   bin Zübeyr  teyzesi Hz. Âişe’den de fıkıh bilgilerini  öğrenmiştir. (İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VII, 183)

Urve bin Zübeyr  bir rivayete göre  hurmaların olgunlaştığı günlerde bahçesinin duvarından bir kapı açardı. Böylece  insanlar oradan girip tâze hurma yer ve evlerine götürürlerdi. Kendisi de bahçesine girdiğinde, oradan çıkıncaya kadar devamlı şu âyet-i kerîmeyi okuduğu rivayet edilmektedir,

“Bağına girdiğin vakit «Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır» deseydin ya!»Kehf,39

Başka bir rivayette ise “Urve  bin Zübeyr her gün  Mushaf’a bakarak Kur’ân’ı Kerim’in dörtte birini okurdu. Daha sonra, bu dörtte birlik kısımla geceyi ihyâ eder, namaz kılardı. Bu virdini hiç terketmedi, sadece kangren olan ayağının kesildiği gece okuyamadı. Lâkin bir sonraki gece bu âdetine tekrar devâm etti.” Denilmiştir . (Beyhakî, Şuab, III, 513/2038. Krş. Zehebî, el-İber., İ,  82)

Âlim olan ve firâset sahibi olanlar  genelde  sahâbî, Ebû Mûsâ el-Eşʻarî ra’nın, “Rabbimin kelâmına günde en az bir defa bakmamış olmaktan hayâ ederim!”  sözüne uymuş ve onunla amel etmeye çalışmışlardır. (Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-usûl, III,  254.)

Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara onlar gibi olmayı nasip eylesin…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu